Haberin yayım tarihi
2010-08-23
Haberin bulunduğu kategoriler

Els Ampe :'N-VA savaş söylemi kullanıyor'.

Flaman liberal parti Open VLD Brüksel milletvekili bayan Els Ampe Flaman milliyetçilerin Brüksel'i yok sayma niyetlerini sert eleştirdi. Aynı zamanda da şu önemli uyarıda bulundu : İşsizlik ve göç konularında, ülkenin kuzeyi ile güneyi arasındaki görüş farklılıklarının dayanılmaz boyutlarda olduğunun bilinmesi gerekiyor.



Geçen 11 Temmuz günü Flaman ulusal bayramıydı. N-VA partisinin ağır topu, Flaman Meclisi Başkanı Jan Peumans bu münasebetle klasik konuşmasını yapıyordu. Birden salonun arka tarafından bir kadın sesi yükseldi : « Yeterse yeter ! Milliyetçiliğinizle Flamanların şanını kirletiyorsunuz! »



Resmi bir törenin ahengini bozan bu haddini bilmez bayan kimdi ? Görüldü ki bu kişi, Brüksel Parlamentosunda Open VLD partisi grup başkanı Els Ampe hanımdı. Ostende kökenli bu genç bayan, kısa adı VUB olan Flaman Özgür Brüksel Üniversitesi'nde (Vrije Universiteit Brussel) İnşaat Mühendisliği okuma niyetiyle Brüksel'e gelmişti. Geliş o geliş olmuş ve kalmıştı. Bugün 31 yaşındaki genç bayan, ikinci dönem Brüksel milletvekilliği yapıyor.



Peki o gün Başkan konuşurken onu bu davranışa iten neydi ?


Jan Peumans'ın o gün sanki bir N-VA mitinginde konuşuyormuş gibi davranmıştı. Halbuki  11 Temmuz töreni birleştirici ve eğlendirici olmalıydı. Şayet Flamanya için daha fazla özerlik istemiş olsaydı sözünü kesmeyecektim, zira böyle bir talep bütün Flaman partilerinin ortak talebi olurdu. Halbuki o, Flamanya'nın bir Ulus-Devlet olmasını isteyerek Meclis Başkanlığı rolünün dışına çıkmıştı. İkinci olarak ta, Jan Peumans konuşmasında Brüksel'i tamamen unutmuş, ... es geçmişti. Onun kafasındaki Belçika iki toplumlu bir Belçika idi ve asla üç Bölgeli (Flamanya, Valonya, Brüksel) bir Belçika olmamalıydı. İnat ve ısrarla Brüksel Bölgesinin varlığını inkar ediyordu. Yani tamamen N-VA üyesi olarak konuşuyor, Parlamento Başkanı olduğunu unutuyordu. Oysa, Open VLD, Groen ! ve SP.A partileri iki kutuplu Belçika fikrini savunmuyorlardı.



Peki geleceğin Federal veya Konfederal Belçika'sında Brüksel'in yeri ne olmalıydı ?


Devam etmekte olan müzakereler Jan Peumans'ın ve N-VA'nın projesi konusunda beni haklı çıkardı.  Halbuki Radio 1'de çalışan bir gazetecinin yorumuna göre o gün ben sıcaklar yüzünden saçmalamıştım. Beni kızdıran başkan bir şey de, Jan Peumans'ın Marc Reynebeau isimli tarihçiyi eleştirmesiydi. Tarihçileri iyi ve kötü tarihçi diye ayırma hakkını nereden alıyordu ? N-VA her zaman bu yöntemi kullanıyor : Flamanları iyi ve kötüler diye ayırıyor. Bu bir savaş mantığıdır. Bana göre, bütün Flamanlar iyi Flamanlardır.



Flamanya'da milliyetçileri eleştirmek pek görülen birşey olmasa gerek ?


Kazan bir partiyi eleştirmeye kimse cesaret edemez. Open VLD'li partidaşlarım bile N-VA'yı eleştirmekte zorlanıyorlar. İşin garibi, N-VA'nın başarılı olma sebeplerini de biliyorum. İnsanlar Flamanya'nın sadece avantaj, Belçika'nın da olumsuzluk sunduğunu zannediyorlar. Bu fikri yayanlar N-VA ve CD&V partililer. Günümüz Flamanya'sında özellikle iki konuda müthiş bir memnuniyetsizlik egemen. İlki göç politikası. Flamanya'da piyasalarda her yerde aynı nakaratı duyuyorsunuz : Göçmenler sosyal güvenlik sistemimizi tehdit ediyor. Flamanlar ırkçı değiller, göçmenlere karşı bir düşmanlıkları yok, fakat göç yönetiminin ABD'dekine benzer olmasını istiyorlar. Çalışmak ve ihtiyaçlarını karşılamak şartıyla herkese hoşgeldin diyorlar. İkinci hoşnutsuzluk kaynağı işsizlik. Uzun süreli işsizlik konusunda Flamanya Valonya ve Brüksel'den daha sert. Flamanlar da işini kaybetmiş insanlarla dayanışma içinde olmayı kabul ediyorlar ama yıllar boyu iş aramadan yan gelkip yatanlar için ödemek istemiyorlar. Bu iki alanda, yani göç ve işsizlik konularında, ülkenin kuzeyi ile güneyi arasında derin görüş ayrılıkları var. O nedenle bu iki dosyanın federal yetkilerden çıkarılmasını ısrarla talep ediyorlar. Bu konulardaki yetkilerin bölgelre aktarılmasını şart koşuyorlar. Müzakerelerin bu kadar uzaması da bundan !



Kuzey ile güney arasında işsizlik ödeneklerini farklı yönetmek sosyal güvenlik sistemini ve dolayısıyla Belçika'yı ayakta tutan ulusal dayanışma sistemini bozmaz mı?


Hayır ! Belçika'yı mahvedenler, Joëlle Milquet gibi, bu tabuyu ayakta tutanlardır. Flamanlar Belçika'nın kendilerinden birşeyler çaldığına inanıyorlar. Bunun değişmesi lazım! Bunun için de görebildiğim tek çare bu tabunun kırılmasıdır : Flamanlar ve Valonlar kendi göç ve işsizlik politikalarına sahip olabilmelidir. Diğer herşey Federal hükümete bırakılabilir. N-VA'nın istediği gibi, kurumlar vergisini, aile yardımlarını, iç işlerini, sağlığı veya trafik kanununu bölgelere bırakmak saçmalıktan başka birşey değil.



Yeni yetkiler iki Topluma mı (Flaman ve Fransız) yoksa üç Bölgeye mi (Flamanya, Valonya, Brüksel) devredilmeli?


Bölgelere ! Belçika'yı Brüksel'i « birlikte yöneten » iki büyük Topluma indirgemek çılgın bir düşünce. Sanki Anvers ve Limburg vilayetleri birlikte Flaman Brabantını yönetmeye karar vermişler gibi bir durum... Hiçbir Brükselli Namur ve Anvers'in ortak yönetimini kabul etmez. Siyasette, her yerde aynı şekilde uygulanan ilkeler gerekir. Flamanlar toprak hukukunu savunuyorlar sa, aynısını Brüksel'e de uygulamak zorundalar. Zira Brüksel ne Frankofon ne de Flamandır.



Sizin mantığınıza göre, Toplumları tamamen fesh etmek gerek...


Hayır. Ben Toplumların feshini değil, yetkilerinin genişletilmesini savunuyorum. Gelecekte Federal hükümetten alınan bütün yetkilerin Bölgelere aktarılması gerekir.



Frankofon partilerin talep ettiği Brüksel'in yeniden finansmanı sizce öncelikli mi ?
Evet. Brüksel'in büyük bir metro şebekesine ihtiyacı var. Bugün mevcut olan para ile bu mümkün değil. Mevcut metro şebekesinin ideal olarak Grand-Bigard, Vilvorde ve Zaventem'e ulaşması gerekir.  Bireysel otomobile seçenek oluşturmak şart. Brüksel'e her gün 250.000 i Flaman olmak üzere 350 000 kişi çalışmaya geliyor. Metro şebekesinin genişlemesi bu kişiler için çok önemli. Diğer öncelik, Brüksel'e yerleşen şirketler üzerindeki vergi yükünü hafifletmek. Flaman Bölgesinde vergiler daha düşük. Bu durumda şirketler Diegem'e, Wemmel'e doğru göçüyorlar ! Brüksel'deki istihdam sorunu çözüme kavuşturmak isteniyorsa, bu durumun değismesi de şart. Kurumlar vergisi sebebiyle oluşan gelir kaybını telafi etmek gerek, zira Brüksel'in paraya ihtiyacı var.



Ne kadar para gerekli ? Brüksel Bölge Başbakanı PS'li Charles Picqué 500 milyon avro diyor da...


Ulaşım sorunlarını çözmek ve şirketler üzerinde vergi yükünü hafifleterek işsizliği azaltmak gerçekten  isteniyorsa, 500 milyon bana abartılı bir rakam gibi gelmiyor.


François Brabant tarafından haftalık Belçika Le Vif L'Express dergisi için gerçekleştirilen bir söyleşiden esinlenerek Türkçeleştiren :



Yakup Yurt (c)


Umurbey, 22 Ağustos 2010


yurtyakup@gmail.com


 


 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.