Şöyle bir geçmişe bakıyorum da çıldırmamak elde değil, anlamak ise hiç mümkün değil. İnsanlık için, milletin için güzel düşüncelerin karşılığının neler olduğunu akıl almamakta. Hak bilinen yolda neler neler görmedi bu insan diye zaman zaman düşünmekteyim.
Herşeyi, toplumu, milleti ve yeni nesillerin geleceği için verilen insani mücadelenin karşılığı bu mu olmalıydı diye sormamak elde değil.
İftiralar, işkenceler, katliamlar ve idamlar bu güzel düşüncelerin karşılığı olmamalıydı. Yıkılan ocaklar, yetim ve öksüz kalan yavrular, gözü yaşlı yavuklular, bozulan nişanlar olmamalıydı bu sevdanın karşılığı. El üstünde tutulmak, makam ve şöhret zaten beklenilmiyordu.
Sadaka gizli verilir, işte bu mücadele de sadakanın ta kendisidir.
Kader olarak benimsendi, bir ilahi ölçü olarak kabul göründü, şükretmek hep bilindi.
Şükredenlere nimetini artıracağını müjdeleyen Yüce Tanrı’ya iyi kul olmak için mücadeleye devam edildi.
Dünya hayatının bir imtihan olduğunu, ve asıl mükafatın ahirette olduğu bilinci ile kadere boyun eğmekten başka bir yol yoktu.
Biliniyordu Allah’ın insanı şükür ve sabırla beraber denediğini. Bu sebepten hep sabır etmeye devam edildi.
Hesap günü sağdan kitap verilmesinin beklenildiği için şükür ve sabır gereken ilgiyi görüyordu.
Karşılık vermek gerekiyordu, “Bir kötülüğün karşılığı benzeri bir kötülüktür” diyen ayet bu düşünceyi destekliyordu.
Saldırının, hakka tecavüz edilmenin karşılığının verilmesi için izin olmasına rağmen karşılık verilmedi.
Yüce Kitap’ın insana verdiği sık öğütlerden olan geçmiş milletlerin yaşam hikayelerinden hisse çıkarmak ışık oldu. Ehli Beyt akla geldi, onun çilesi her düşünüldüğünde canlandı.Verilen mücadeleden asla taviz verilmedi.
Allah’a eller açıldı, semaya ağıtlar yükseldi, yine de yoldan geri dönülmedi.
Hak olmasına rağmen, kötülüğe karşı kötülük ile cevap verilmedi.
Yaradan’a havale edildi,
Sabır ve şükür hiç eksik edilmedi.
Erdemliktendir diye yeri geldi kötülük yapan af bile edildi.Tarihin engin derinliklerinden, Türk’ün Ruh kökündendir bu erdemlik.Ve halen bu erdemlik yerini korumaktadır.
Sabır, şükür ve erdemlik herkese nasip değildir,
Erdemlik herkes için geçerli değildir.
Erdemlik, şükür ve sabır her daim var olacaktır, fakat sabır nereye kadar Allah bilir!
Ne iftiralar,
Ne işkenceler,
Ne katliamlar,
Ne idamlar,
Ne de 12 Eylül’ler engel olabildi.
Bugün bunların hesabı sorulamıyorsa, din gününde mutlaka sorulacaktır.
Murat Gedik, 12 Eylül 2012
E-posta: muratgedik@muratgedik.nl