Karnaval kış ayazından kurtuluşun ve ilkbaharın belirtilerinin başladığı bu mevsimde paskalya'dan 40 gün önce tutulmaya başlana oruçtan önce düzenlenen bir eğlence olduğunu araştırmalarımla öğrendim.

Özellikle Almanya Ren bölgesinde Almanların ırmak suyunun yükselmesi ile  sevinçlerini en deli dolu şekilde kutlamaya başladıkları zaman dilimidir. Bu zaman diliminde insanlar, kışın dondurucu soğuğunun biteceğini, baharın geleceğini, işi biraz da deliliğe vurarak  çılgınca eğlenmesidir. Amir, memur, kral, kraliçe herkesin en farklı giysilerle meydanları doldurmasıdır.

Karnavalda sayı sembolu 11, hayvan logosu olarak horoz seçilmiştir. Carrus Navalis sözcüğünden türetilen karnavalın anlamı ise tekerlekli koyun arabası anlamına gelmektedir.

Belçika'lı Türklerin Karnaval ile olan ilişkileri Belçika'da Faymonville köyünde ay-yıldızlı bayrak, fes ve birkaç osmanlı simgesi ile kutlanan şenliklerden dolayı dikkatini çekmiştir.

Her yıl şubat ayında Belçika'da  yaşayan Türkler ve diğer ülkelerden gelen turistler buradaki karnavalı yakından izlemek için can atıyorlar.

Aslında, bu köy hakkında anlatılan öykülerin ardı arkası kesilmiyor. Bunlardan akla yakın olanı ise bu köyde yaşayan insanların haçlı seferleri zamanında kilisenin çağrılarına rağmen asker göndermemek için uğraştığı bu yüzden : - Bunlar Türk bizden değil ! diye dışladığı insanlardır.

Faymonville  Köyünden karnaval olmadığı zaman geçtim. Gözme çarpan birşey olmadı. Özellikle Türk turistlerin ellerinde getirdiği bayraklar olmazsa ay ve yıldızı uyumsuz bayrakla at üstünde dolaşarak başı külahlı, beli silahlı komik görüntülü insanlar ve mehter müziği eşliğinde yürüyüş ile geçeninsanlar pek de ilgimi çekmiyor.

Bu şenliklerin daha verimli olması ve turizm ve kültür tanıtımı için karnaval komitesi ile birlikte Belçika'daki dernekler, federasyonlar daha da hoş şenlikler düzenleyebilirler.

Faymonville'in üç atlısı ile yapılan karnaval beni çok fazla ilgilendirmiyor.

Birşeyler yapmak lazım.

Hadi bakalım, gelecek yıl daha da verimli bir karnavala.