Fransa, son zamanlarda PKK'ya yönelik yaptığı operasyonlarla, tüm dünya ülkelerinin terörizme olan duyarlılığına destek oluyor. Fransa Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamalarda PKK'nın terör saldırılarının kınandığı bildirilerek, Türkiye'nin terör örgütüyle yaptığı mücadelenin desteklendiği açıklanıyor. Aralık 2010 ayında da özellikle Marsilya'da gerçekleştirilen uygulamalarda terör örgütüyle iltisaklı 10'dan fazla kişinin gözaltına alındığı bildiriliyor. PKK'nın faaliyetlerini 1993 yılında yasaklayan Fransa'da ele geçirilen örgüt mensuplarının "Türkiye'de ve Irak'ta düzenlenen saldırıları finanse ettikleri ve örgüte yardım için kara para akladıkları" kaydediliyor.
Fransa'da PKK'yla ilgili son durum böyle iken, Dr. Erdem Alptuna tarafından internette dağıtılan bir hikayeyi sizlere aktarmak istiyorum. Oğlunun hastalığı nedeniyle Fransa'da bulunduğu sırada Alptuna'nın başından geçen bir olay, farklı çevrelerce farklı değerlendirilen "Fransa ve PKK" ilişkisinin çarpıcı boyutlarını gözler önüne seriyor.
Asansörde karşılaştığı kişilerin konuşmalarına kulak misafiri olan Dr. Alptuna, anılanların Türkiye'den Fransa'ya geldiklerini ve siyasi sığınma hakkı alabilmek için Türkiye'de kendilerine Kürtçe konuşturulmadığını bahane ettiklerini öğreniyor. Bu bahane sonucunda sığınma hakkını elde eden kişilere, Fransız Milli Eğitim Bakanlığı'na dilekçe vererek Kürtçe eğitim yapan okullar açmalarını talep etmelerini, Fransız Millet Meclisi'ne girerek Kürtçe konuşmalarını, caddelerde pankartlar açarak eylem yapmalarını öneriyor. Doktor Alptuna'ya şiddetle karşı çıkan Kürt şahıslar, bu tür davranışlarda bulunmaları halinde Fransa'da hapse atılacaklarını ya da sınır dışı tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklarını belirtiyor. Şahıslardan Fransa'da başlarına nelerin geleceğini dinleyen Dr. Alptuna, bu kez de Türkiye'ye kaçmalarını ve Fransa'da istediklerini alamadıklarından dolayı şikayette bulunmalarını, siyasi hakları için PKK ile işbirliği yapıp Fransız Ordusu'na saldırmalarını ve askerlerini öldürmelerini tavsiye ederek, eğer bunları yapmazlarsa çocuklarının Kürtçe konuşamayan Fransız vatandaşı olarak kalacaklarını vurguluyor. Dört eski Türk vatandaşı, son tavsiye üzerine başlarını öne eğerek sessiz kalmayı yeğliyor.
Fransa'da yaşanan, Kürtleri ve Türkleri biraz da olsa düşündürmeye yöneltecek bu olayı yorumsuz olarak aktarmak istiyorum. Yalnız kısa da olsa, "Türkiye daha iyi yerlerde olmayı hak etmiyor mu, Kürtler için daha özgür, daha huzurlu bir ülke var mı?" diye sormak istiyorum.
Helin Demir
helindem@mynet.com