Mustafa Yeneroğlu*
1960’lı yıllarda Batı Avrupa’ya başlayan işçi göçünün tarihi sıkça yazıldı ve konuşuldu. “Misafir işçi”den, “vatandaş” olmaya giden bu süreçte Türkiye kökenlilere yönelik kavramlarda da oldukça değişiklikler görüldü. Bulundukları ülkelerde misafir işçi, yabancı, göçmen ve sonra da göçmen kökenli olarak farklı farklı kavramlarla isimlendirilen bizler, uzun seneler anavatanımızın unutkanlığına terk edildik.
Bunu takiben yurt dışında yaşayan vatandaşların on yıllar boyunca ihmal edilen sorunları, kullanılan kavramlarda da kendisini gösterdi. Türkiye’den bakıldığında yurt dışında yaşayanlar için en sık olarak “gurbetçi” kavramı kullanıldı. Bu kavram bulunduğu yerden kopan, yaşadığı yere tutunmaya çalışan, öte yandan kimliğini sadece “anavatana” duyduğu hasret ve duygusal bağ üzerinden tanımladığı var sayılan yurt dışı Türkler için genellikle olumsuz bir bağlamda kullanıldı. Bu kavramda “bulunduğu yere ait olamama”, “iki kültür ve ülke arasında sıkışıp kalma” durumu kendisini hissettiriyordu. Yine “gurbetçi” kelimesi daha çok sezonluk işçileri çağrıştırıyor, aynı zamanda bir hafife alma içeriyordu. Öte yandan bulundukları ülkelerde neredeyse 4. nesil olarak dünyaya gelmiş, birçok ülkede asli unsurlar hâline gelip yerel ve ulusal düzeyde söz sahibi olmuş, yaşadığı ülkenin sosyal ve kültürel hayatının içinde olan, her iki dile de hâkim olup her iki ülkenin meselelerini bilen 3 milyon yurttaşı “gurbetçi” kavramı nitelendirmeye yetmiyordu.
AK Parti iktidarında Türkiye’nin ekonomik kalkınması ile birlikte yurt dışı vatandaş ve soydaşlarımıza yönelik bakış açısı, atılan adımlar ve söylem olumlu yönde değişmeye başladı. Geldiğimiz aşamada yurt dışındaki vatandaşlarını sadece seçim zamanlarında değil, her zaman hatırlayan, devlet kurumları aracılığıyla onlarla aynı göz hizasında iletişime geçen ve çözüm odaklı stratejiler üreten politikalar sayesinde yurt dışı seçmenin sorunlarının çözülmeye başladığını görüyoruz. Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Dortmund Buluşması’nda ifade ettiği 10 maddelik somut adımlar da değişen dil ve söylemin en somut göstergelerinden biriydi.
Öte yandan AK Parti’nin 13 yıllık iktidarında atılan büyük adımlar yurt dışındaki vatandaş ve soydaşlarımıza yönelik yapılması gerekenlerin büyük oranda halledildiği anlamına gelmiyor. Henüz gidilecek çok yol, atılacak çok adım var.
Kültürel değerlerin korunması için tüm vatandaşlarımıza ulaşabilecek yaygın eğitim desteği, yurt dışı eğitim kurumlarının oluşturulması, açılacak enstitüler, güncellenecek Kültürel İş Birliği Anlaşmaları, yabancı düşmanlığı ve ayrımcılıkla mücadele için etkin önlem planları, yurt dışı seçim bölgesinin oluşturulması gibi ana maddeler AK Parti’nin yeni döneminde yurt dışı vatandaşlara yönelik gündemin ilk sıralarında yer alıyor.
Bu durumda 8-31 Mayıs’ta oy kullanacak yurt dışı seçmen, 7 Haziran’ın ardından kendisi için yeni bir dönemi de aralamış olacak. O da gurbetçilikten eş vatandaşlığa geçen yurt dışı seçmenlerin yaşamını kolaylaştırmak için atılması gereken tüm adımları atan, vatandaşlarını bütün farklılıkları ve renkleriyle kucaklayan bir iktidarın adımları olacak.
*AK Parti İstanbul 3. Bölge Milletvekili Adayı olan hukukçu Yeneroğlu, Almanya’da yetişmiş ve yurt dışı eğitim, kültür ve diaspora politikaları ile azınlık politikaları alanında uzmanlaşmıştır.
https://www.facebook.com/yeneroglumustafa
https://twitter.com/myeneroglu
www.mustafayeneroglu.com