Haberin yayım tarihi
2007-11-22
Haberin bulunduğu kategoriler

İmkansız ama, diyelim ki Kürdistan kuruldu !

Şunu baştan kabul etmek gerekir ki; Türkiye'deki yaklaşık yirmi yıldır süregelen PKK terörünün ve ilişkili Kürtçülük faaliyetlerinin amacının, iddia ettikleri gibi; "Demokratik haklarının elde edilerek, barış ve kardeşlik içerisinde birlikte özgürce yaşanılması" gibi basit bir söylem ile açıklanmasının, kesinlikle ve kesinlikle hiçbir inandırıcılığı bulunmuyor. Çünkü biliniyor ki; 1800'lü yılların sonraları itibariyle, İngiltere'nin o dönemdeki çıkar politikası doğrultusunda özellikle Irak'taki Kürtlerin kullanılmasıyla başlatılan "Kürdistan" hayali, sadece ve sadece Türkiye'yi kapsamıyor. Buradaki tek amaç; "Dört Parçada Kürdistan". Yani, başta büyük parça Türkiye olmak üzere, Irak, İran ve Suriye'de yaşayan Kürtlerin bir araya getirilerek, sözde kendi kendilerini yönetecek bir devletin kurulması.
 
Bu nedenledir ki, bugüne kadar HEP, DEP, HADEP, DEHAP ve nihayet DTP gibi ayrılıkçı siyaset güden Kürtçü partiler ve yöneticileri hiç boşuna, "Barış, kardeşlik, özgürlük ve demokratik haklar" gibi son derece safiyane ve son derece insani söylemlerle kendilerini boşuna yormasınlar. Kendilerinden olmayanları kandırmaya, alet etmeye çalışmasınlar. "Kardeşlerimiz" dedikleri PKK'lı teröristlerin içerisinde, çok sayıda ve hatta üst düzey komutan seviyesinde başta Suriye olmak üzere, İran ve Irak vatandaşı Kürt teröristler de olduğuna göre, onları da kardeşleri olarak mı görüyorlar? Bunların örgüt içerisinde ne işleri olabilir ki! Ne yani; bu Suriyeli ve İranlı Kürtler, Türkiye'de yaşayan Kürtlerin menfaatleri için mi savaşıyor, canlarını dahi verebiliyorlar! Yoksa siz, bunların cenazelerini bizzat teslim alarak ve memleketlerine bizzat götürerek yaptığınız taziye ziyaretlerinizi, sırf minnettar olduğunuz için mi gönülden yapıyor ve hatta bunu görev biliyorsunuz! Nerede kaldı dilinizden düşürmediğiniz "Kardeşlik" söylemleri, palavraları?
 
Ayrıca, PKK'nın silahlı faaliyet gösteren İran'daki uzantısı Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK), Irak'taki uzantısı Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi (PÇDK) ve Suriye'deki uzantısı Demokratik Birlik Partisi (PYD) de neyin nesi? Bunların da amacı, "Türkiye'deki Kürtlere hizmet ve onların haklarının alınması" mı!
 
Hiç boşuna kimse kimseyi kandırmaya çalışmasın. Mağdur, hak isteyen, özgürlük isteyen masum maskelere bürünülerek, "barış ve kardeşlik türküleri" söylenilmesin. Bu türkü, kulağa hoş gelebiliyor belki ama, daha çok akılları karıştırarak mide bulandırıyor. Çünkü, görünen köy kesinlikle kılavuz istemiyor, güneş de balçıkla asla sıvanamıyor.
 
Bakın, bu "Dört Parçada Kürdistan" hayali yıllardır sürdürülüyor. Ancak ulaşılması hemen hemen mümkün olmayan bu hayal, ABD'nin Irak'ı işgali sonrasında kuzeyde oluşturulan "Kürt Yönetimi" oluşumu ile birlikte, hevesle, yeniden canlandırılmaya çalışılıyor. Buna sebep olan şeyin ise, Irak'tan sonra ABD'nin, İran ve Suriye'ye yönelik müdahale söylemleri ve beklentileri olduğu görülüyor. Son dönemde, İran ve Suriye'deki Kürt oluşumların ve terör örgütü PKK'nın uzantılarının hareketliliklerinde gözle görülür bir artış kaydedilirken, İran ordu birlikleri ile PKK'lı teröristler arasındaki çatışmalar da giderek artıyor, İran, sınırına yakın Irak'taki Kandil alanını bombalayarak, ülkesindeki terörist faaliyetleri engellemeye çalışma ihtiyacını duyuyor. Anlaşılacağı üzere, düne kadar Türkiye aleyhine desteklenen ve hatta beslenen PKK'lı teröristlere karşı, bugünlerde "Besle Kargayı" misali cephe oluşturulmaya gayret sarf ediliyor.
 
Şunu da özellikle belirtmeden geçmemek gerekiyor; hem İran ve hem de Suriye'deki Kürt oluşumlarının, PKK'nın varlığı, tehdidi ve terörist faaliyetlerinin kendilerine zarar verebileceği gerekçesiyle rahatsızlık duymaya başladıklarının ve tepkilerini de giderek arttırdıklarının sinyalleri alınıyor. Yani, bu ülkelerdeki Kürtlerin de PKK'dan rahatsızlık duydukları anlaşılıyor.
 
ABD'nin, bugünkü Ortadoğu'ya ilişkin olarak "BOP" adını verdiği ve tamamen belli çıkarlar üzerine kurulmuş bir politikası var. Adının başında "Büyük" olmasına rağmen gerçekte, bugün Ortadoğu Bölgesindeki mevcut devletlerin parçalara bölünerek küçültülmesi, küçük devletçikler oluşturulması amaç edinilen politikanın hedefi; "Böl, parçala, yönet". Çünkü, küçük parçalar rahat yutulabilirken, büyük parçalar mideye oturabiliyor. Dolayısıyla, "Irak'ta, İran'da ve Suriye'de yaşayan Kürtlerin arkasında ABD var" gibi komik bir anlayışa, yaklaşıma sakın ola ki kapılınmasın. ABD'nin amacı "Kürdistan"ı kurmak falan değil. Amaç; Ortadoğu'daki tüm etnik, dini ve mezhepsel farklılıkların kaşınarak kaos ortamları yaratılması ve bu kaostan mümkün olduğunca kendi çıkar ve amaçları doğrultusunda faydalanılması. Bu net. O yüzden kimse hayale kapılıp, elma ile armudu birbirine karıştırıp, ilerde hüsrana uğramasın.
 
Hadi diyelim ki, gerçi bu mümkün değil ama; ABD'nin yönlendirmesiyle Irak'tan sonra İran ve Suriye'de "Kürdistan Yönetimleri" kuruldu ve bu durum, PKK doğrultusunda hareket eden Türkiye'deki ayrılıkçı Kürtlerin Türkiye'de de ayrı bir "Kürdistan Yönetimi" kurmaları ile sonuçlandı. İşte asıl problem tam da bu aşamada karşımıza çıkacak. Nasıl mı? 
  
Tekrar baştan belirtelim; Böyle bir durum asla olamaz. Ne İran ve ne de özellikle Türkiye böyle bir duruma asla izin vermez, vermesi de düşünülemez. Buna rağmen, biraz beyin jimnastiği yapmakta fayda var.
 
Diyelim ki; Türkiye küçüldü ve Doğu ve Güneydoğu bölgelerimiz "Kürdistan Özerk Bölgesi" olarak belirlendi. Türkiye, çok doğaldır ki elini, kolunu kurulan bu yeni bölgeden çekecek, yatırımlarını durduracak, asker, polis, doktor, öğretmen gibi kamu görevlilerinin tümünü bölgeden çekecek, devamında da, yine çok doğaldır ki, bir "sınır hattı" çizilecek. Sınır hattı ne demek? "Kimse elini-kolunu sallayarak bu hattı karşılıklı olarak geçemeyecek" demek. Peki, batı bölgelerimizde yaşayan -ki Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan Kürt kökenli vatandaşlarımızdan çok çok daha fazla- vatandaşlarımızın durumu ne olacak!!!  İşte tam da burada, olan olacak ve kuvvetle muhtemel; "BUYRUN" denilecek. Evet, hadi bakalım, şimdi biraz daha beyin jimnastiği yapalım; sonra ne olacak?
 
Tahmin ediyorum, tahminden de öte buna inanıyorum; batıda yaşayan Kürt kökenli vatandaşlarımız düşürüldükleri bu zor durum için PKK ve ayrılıkçı yandaşlarını suçlayarak onlara karşı daha da kinlenecek, ayrılıkçı Kürtler ise pişmanlıklarını dillendirerek; "Biz, en az sizler kadar Türk'üz, birlikte, beraberce, kardeşçe ve eskisi gibi yaşayalım" diyecekler. Ama o zaman, belki de iş işten çoktan geçmiş olacak.
 
SABAHATTİN TALU,
www.globalyorum.com

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.