Dün akşam Belçika televizyon kanalı RTBF 19.30 akşam haberlerini izliyordum.
Ekranda birden Roger Lallemand beyefendiyi gördüm.
Kendisini hem eski bir siyasetçi olması hasebiyle, hem de küçük oğlumun Hukuk Fakültesi’nden samimi sınıf arkadaşı sempatik David’in dedesi olması nedeniyle tanıyordum.
Dört yıl önce oğlum Onur ve torun David’in birlikte düzenledikleri ve bizzat rol aldıkları üniversite yıl sonu rövüsünü (müsamere) Saint-Michel Tiyatro salonunda birlikte izlemiş, kendisi ve ailesiyle sohbet etme imkanı bulmuştum.
Dinç ve sağlıklı görünüyordu.
Aradan geçen dört yıl yanaklarını çillendirmeye ve kendisini yaşlandırmaya yetmişti.
1932 doğumlu bu siyasetçi, avukat, Fransız Filolojisi mezunu, ULB’den Hukuk doktoralı, sosyalist Devlet Bakanı, yirmi yıl süreyle senatör, Belçika Senatosu onursal başkanı ve Jean-Paul Sartre ve Simone de Beauvoir, André Delvaux, Jacques Brel’in dostu bir fikir adamı.
1967 yılında Che Guevara’yı desteklediği için Bolivya’da tutuklu olan Régis Debray’i avukat olarak savunmaya gitmiş angaje bir adam.
Daha sonra Fransa’ya dönen Régis Debray sosyalist Cumhurbaşkanı François Mitterrand’a danışmanlık yapmıştı.
Aktif bir siyasetçi ve fikir adamı olan Roger Lallemand kürtajı belli koşullarda serbest bırakan yasanın çıkması için çok uğraş vermişti.
Bu yasa 22 yıl önce, 29 Mart 1990 tarihinde, kabul edildi.
Resmi Gazetede yayınlanıp yürürlüğe girmesi için Kralın imzası gerekliydi.
Fakat koyu bir katolik olan dönemin Belçika Kralı Baudouin vicdanının bu imzayı atmaya el vermediğini öne sürerek, kibarca reddetti.
Çok kısa sürede pratik çözüm bulundu : Kral 4 Nisan 1990 tarihinde tahtından inecek ve yasayı vicdanları el veren başkaları imzalayacaktı.
Sonra Kral tekrar tahtına geri dönecek, ama yasa da yürürlüğe girmiş olacaktı.
***
Batı Avrupa’da ve özellikle Belçika’da 22 yıl önce yürürlüğe giren kürtaj yasasının varlığı bugünlerde tartışılıyor ve tehlikede.
Feministler ve kadın hakları savunucuları tedirginler ve teyakkuz halindeler.
Dün, yani 24 Mart 2012 tarihinde, Brüksel’de 2.200 i aşkın kişi yasanın korunması adına yürüdüler.
Yürüyüş Brüksel Adliyesi önünde saat 14 sularında başladı ve sükunet içinde 18’de son buldu.
Kadınların dediği anmak isteyenler için çok kolay : «Vücut benim ve ne zaman çocuk yapacağıma ben karar veririm.»
Bugün yapılan «Kürtaj’a hayır» yürüyüşüne ise 1.900 kişinin katılmış.
***
Derken geçen Cuma 32 yaşında bir anne evinde uyumakta olan üç aylık bebeğinin aniden kaybolduğunu ihbar ediyor en yakın polis karakoluna...
Malines Savcılığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Anvers’e yakın Sint-Amands kasabasında!
Genç kadın bebeğin babasından boşanma sürecinde ve bunalımda.
Çocuğuna bakmakta zorlanıyor.
Çareyi onu boğup çöpe atmakta buluyor.
Kendisiyle birlikte yaşayan 62 yaşındaki annesi de ona yardım ediyor.
İki kadının çelişkili ifadelerinden şüphelenen polis yükünü henüz boşaltmamış çöp kamyonunu yakalayıp üç aylık bebeğin cesetini naylon çöp torbasında buluyor.
Anne boğarak öldürmüş, anneanne de çöp torbasını kapının önüne çıkarmış.
Yapılan otopsi bebeğin boğularak öldürüldüğünü doğrulamış.
Kusura bakmayın; boğazım düğümlendi, söyleyecek söz bulamıyorum...
Sözün bittiği yerdeyim!
Sizce kürtaj iyi mi, kötü mü ?
Yakup Yurt ©
Brüksel, 26 Mart 2012