Haberin yayım tarihi
2009-09-10
Haberin bulunduğu kategoriler

Karabağ'da Çözüm, Kerkese Rahat Bir Nefes Aldıracak..

Jeo-politik önemi nedeniyle birçok ülkenin dikkatini çeken Güney Kafkasya'daki anlaşmazlıkların çözümüne yönelik çabalar, son dönemde özellikle Dağlık Karabağ üzerinde yoğunlaşıyor ve dünyanın önde gelen ülkeleri, -tabi ki öncelikle kendi menfaatleri için- Güney Kafkasya'da istikrarın sağlanmasını istiyor.

Barış olmadan bölge projelerinden verim almanın mümkün olmadığını anlayan uluslararası güçler, bugüne kadar görmekte zorlandıkları ve "Üç maymunu" oynadıkları Karabağ sorununun çözümü için Ermenistan üzerindeki baskılarını artırıyorlar. Ermeni Devrimci Federasyonu Siyasi Direktörü Giro Manoyan, ABD ile diğer arabulucu güçlerin, Ankara'nın, Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın da katılmasını beklediği 14 Ekim'de Türkiye'de yapılacak futbol maçı öncesinde, Karabağ sorununa ilişkin olarak en azından temel ilkeler üzerinde anlaşma sağlanması yönünde baskı yaptıklarını doğruluyor.

Yetkililer, Karabağ sorununa ilişkin sürdürülen görüşmelerde olumlu gelişmeler yaşandığını ifade etmenin yanı sıra, meselenin çözümsüz kalmasının, bölgenin ekonomik kalkınmasına engel teşkil ettiğine de dikkat çekiyorlar.

Bu yıl ilk kez Karabağ görüşmelerinde geçtiğimiz yıllara oranla daha fazla ilerleme kaydedildiğini, konuyla ilgilenen pek çok yorumcudan da duyuyoruz. Ancak, statükonun devamından yana olan Ermenistan muhalefetinin hükümete yönelik baskıları bir yana, Karabağ'daki Ermeni askerler tarafından sürekli tekrarlanan ateşkes ihlalleri ya da Dağlık Karabağ yetkililerince yapılan savaş hazırlıklarına dair haberler okuyoruz. Bu tür girişimler elbette ki, Karabağ konusunda yürütülen müzakereleri gölgelemekten öteye geçmiyor.

Oysa ki, Karabağ'da bir çözüm herkesi rahatlatacak, başta Ermenistan olmak üzere, Dağlık Karabağ'daki halk, Azerbaycan, Türkiye, Gürcistan, Rusya, ABD, Avrupa …. herkes rahat bir nefes alacak.

Öte yandan, yıllardır pek çok yetkili tarafından, Ermeni işgali altındaki Dağlık Karabağ'ın "kontrolsüz bölge" olması nedeniyle tam anlamıyla bir suç merkezi haline geldiğine dikkat çekiliyor. Hatta bundan iki sene önce bazı kaynaklar, Irak'ın kuzeyindeki kamplarını terk etmek zorunda kalan PKK'lıların Ermenistan kontrolündeki Karabağ'a taşınmasına  karar verildiğini, PKK'lıların Karabağ'a gitmelerine Avrupa'daki Ermeni diasporasının yardım edeceğini ileri sürmüştü.

[ZpicL:12666]Özetle, her ne kadar açıkça ifade edilmese de, Azerbaycan'ın kontrolü dışında ve Ermeni işgali altında olan bu toprakların; uyuşturucu, silah ve her türlü kaçakçılık faaliyetlerinin rahatlıkla icra edildiği bir alan haline dönüştüğü herkes tarafından biliniyor. Sadece bu gerekçe dahi, Dağlık Karabağ sorununun bir an önce çözümünü zorunlu kılıyor.

Bu arada, Dağlık Karabağ'da halen, Ermenistan ve diaspora tarafından çeşitli kuruluşlar aracılığıyla, dünya üzerinde kimsenin tanımadığı sahte bir oluşum her geçen gün büyütülüyor ve yeni bir tehdit unsuru olarak gelişiyor. Şöyle ki, 1992'deki depremin ve Karabağ savaşı sonrası yıkımın giderilmesine katkı sağlamak üzere kurulan Hayastan All Armenian Fund'un ABD, Kanada, Fransa, İngiltere, Almanya, Hollanda, İsviçre, Avusturya, İsveç, Lübnan, Avustralya, Brezilya'da bulunan şubeleri aracılığıyla yardım kampanyaları düzenleniyor ve "Elele" programı çerçevesinde "teleton" adında canlı yayınlarla bağış toplanıyor.

1996'dan beri her yıl "teleton" canlı yayınlarıyla toplanan bağışların tutarı, 2007 itibariyle 185 milyon USD, şu anda ise 200 milyon USD. Ermenistan'ın taşra bölgeleri ve Dağlık Karabağ'a odaklanan bu kampanya çerçevesinde, sadece 2008'deki "teleton"da 35 milyon USD toplanmış. Daha önce Los Angeles merkezli Birleşik Ermeni Fonu tarafından yapılan bir açıklamada ise, 1989 yılından bu yana Ermenistan'a ve Karabağ'a gönderilen yardımın 30 Eylül 2008 tarihi itibariyle yaklaşık 500 milyon Dolar'a ulaştığı bildirilmişti.

Diaspora tarafından oluşturulan, adlarını bile duymadığımız, kim bilir daha başka hangi fonlar aracılığıyla toplanan paranın hacmini varın siz düşünün.

Peki toplanan bu derece büyük miktardaki para, Dağlık Karabağ'a gidiyorsa, bölgede parasızlık yüzünden kapatılan fabrikalar, işsizlik ve sefalet nasıl açıklanabilir? Üstelik Dağlık Karabağ yönetiminin Ermenistan bütçesinden yararlanmak için müracaatta bulunduğu belirtiliyor. Hem Ermenistan hem de diaspora Dağlık Karabağ'a maddi yardımda bulunuyor.

Karabağ'da halk karnı aç dururken, bölgenin sözde ordu komutanlarının zaman zaman yaptıkları "savaşa hazırız" hezeyanları ise, Karabağ'daki Ermenilerin ellerine geçen parayı ne şekilde değerlendirdiği konusunda şüphe yaratıyor. Yoksulluk ve işsizlik nedeniyle ortaya çıkan göç dalgasıyla Karabağ'daki Ermeni nüfusu o kadar azaldı ki; sonunda nüfusu olduğundan çok göstermek amacıyla diasporadaki Ermenilerin Dağlık Karabağ vatandaşı olmasını sağlayacak yeni bir kanun hazırlığı ile ilgili çalışmalar yapıldığı konuşulmaya başlandı.

Dağlık Karabağ bölgesindeki halkın ekonomik olarak rahatlamadığı çok açık. Peki o halde, yıllarca diasporadan toplanan onca para nereye gitti? Suç merkezi haline geldiği belirtilen kontrolsüz bir bölge için toplanan paraların, doğru insanların eline geçmiş olmasını dileyelim ve Karabağ'a çözümün bir an önce gelmesini ümit edelim.
 
Berna İLTER
bilter@globalyorum.com 
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.