Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev 2007 yılını değerlendirdiği televizyon konuşmasında, Dağlık Karabağ'ı kastederek, "Azeri topraklarında ikinci bir Ermeni devleti kurdurmayacağız" dedi. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü uluslararası kamuoyu tarafından tanınıyor ve halen Ermeni işgali altında olan Dağlık Karabağ bölgesine ilişkin barışçı çözümü amaçlayan müzakereler de bu esas çerçevesinde yürütülüyor.
Ermeni işgali altındaki Dağlık Karabağ ile ilgili sorunun barışçı çözümü amacıyla, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu eş başkanları Matthew Bryza (ABD) Bernard Fassier (Fransa) ve Yuri Merzlyakov (Rusya), şu sıralarda bölgeye ziyaretlerde bulunuyor. Azerbaycan'da Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyerov ile görüştükten sonra Ermenistan'a geçen AGİT Minsk Grubu Eş-Başkanları, 14-15 Ocak tarihlerinde Erivan'da Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan, Başbakan Serj Sarkisyan ve Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan ile görüştüler.
Bu görüşmelerde Eş-Başkanlarca, Azerbaycan temasları hakkında muhataplarına bilgi verildiği ve D.Karabağ uyuşmazlığının çözümüne ilişkin olarak Kasım 2007'de Madrid'de sunulan temel ilkeler belgesinin ele alındığı bildiriliyor. Ermenistan ziyareti kapsamında açıklamalarda bulunan ABD'li Eş-Başkan Matt Byrza, D. Karabağ ve Kosova uyuşmazlıkları arasında kurulmaya çalışılan paralelliklere karşı çıkarak her iki sorunun da kendine has ihtilaflar olduğunu belirtiyor. Temel ilkeler belgesinin Ermenistan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanlarınca detaylı olarak incelenmekte olduğunu belirten Byrza, seçimlerden önce bir sonuca ulaşılıp ulaşılamayacağının tahmin edilemeyeceğini, ancak taraflar arasında adil ve dengeli bir belge olan temel ilkeler üzerinde anlaşmaya varılmasının mümkün olduğunu düşündüğünü söylüyor. Bryza'nın ayrıca, hemen yarın bir uzlaşıya varılmasının beklenemeyeceğini, belgenin incelenmesi için taraflara zaman tanınması gerektiğini, birkaç ay içinde sözlü bir anlaşmaya gidilebileceği konusunda ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olduğunu belirttiği de bildiriliyor.
D.Karabağ ihtilafına yönelik çözüm çabaları süredursun, Ermenistan Başbakanı ve Cumhurbaşkanı adayı Serj Sarkisyan seçim programını açıkladı. D.Karabağ halkının özgürlük hakkının tanınması için çaba sarfedileceğini belirten Sarkisyan, "D.Karabağ ile Ermenistan'ın ortak sınıra sahip olması gerektiğini" ileri sürdü. Sorunların çözümünün zaman isteyeceğini de sözlerine ekleyen Sarkisyan, D.Karabağ sorununun çözümünde tüm adımların kısa zamanda atılmasının mümkün olmadığını belirtti.
Sarkisyan'ın açıklaması, Erivan'ın D.Karabağ siyasetinde herhangi bir değişikliğin sözkonusu olmadığına işaret ediyor. Bu arada "D.Karabağ ile Ermenistan'ın ortak sınıra sahip olması" ifadesiyle Sarkisyan'ın, D.Karabağ'ın çevresinde bulunan ve halen Ermeni işgali altında tutulan 7 rayonu (Ağdam, Kelbecer, Laçin, Cebrayil, Füzuli, Kubadlı, Zengilan) kastettiğini hatırlatmak gerekir. Dolayısıyla, Erivan'ın planlarında ne D.Karabağ'dan ne de çevresindeki 7 rayondan vazgeçmek vardır. Üstelik Ermenistan'ın D. Karabağ ile sınırdaş olması gerektiği, Başbakan seviyesindeki yetkili ağızdan açıkça ifade edilmektedir. İşin aslı, Karabağ'ı 15 yıldır işgal altında tutmanın avantajlarını kullanan Ermenistan ne zamandır, hem buradaki askeri potansiyelini kuvvetlendirmeye hem de sözde Dağlık Karabağ'da yaşayan Ermenilerle bütünleşmeye çalışıyor. Bir taraftan bilinçli bir şekilde Dağlık Karabağ'a Gürcistan, İran ve Ermenistan'dan çok sayıda Ermeni'yi götürüp yerleştiren Ermenistan, bir taraftan da diasporadaki Ermeni vakıf ve dernekler aracılığıyla bölgenin demografik yapısının değiştirilmesi ve altyapı faaliyetlerine maddi katkı sağlıyor.
Ermeni Vakfı "The Armenian General Benevolent Union (AGBU)"nun Montreal Şubesi'nin internet sayfasında Dağlık Karabağ'da Ermeni nüfusunun artırılması amacıyla bir proje başlatıldığına ilişkin yayınlanan ilanı, bu anlamda oldukça dikkat çekiciydi. Projeye ilişkin bilgide, AGBU'nun Ermeni topraklarındaki zarar görmüş köylerdeki nüfusun yeniden arttırılması amacıyla Karabağ Nüfusun Yeniden Arttırılması Projesi'ni başlattığı bildiriliyor. Projenin amacı, Dağlık Karabağ'daki nüfusun yeniden arttırılması. Proje aynı zamanda Dağlık Karabağ'daki köy ve kasabalarda evlerin inşası, okul, kreş, sağlık merkezi, eczane, kilise ve diğer ihtiyaçların karşılanacağı yapıların inşası için maddi yardımı öngörüyor.
Esasen benzer çabalar, ABD ve Rusya tarafından da veriliyor. ABD Kongresi kararı gereği D.Karabağ'a 2008 yılında 3 Milyon Dolar yardım yapılacak. Hiçbir devlet tarafından tanınmayan D.Karabağ'ın sahte cumhurbaşkanı Bako Saakyan, 2007'nin Aralık ayında Moskova'ya giderek, büyük Rus şirketlerinin D.Karabağ'da yatırım yapmaları için anlaşma imzaladığını ayrıca, Ermeni diaspora kuruluşlarının D.Karabağ'a yapacakları yardımların arttırılması konusunda faaliyetlerine devam ettiklerini açıklıyor. Fransa'nın, Ermenistan'a her alanda verdiği destekten bahsetmeye gerek bile yok.
Dolayısıyla, D.Karabağ'daki son gelişmeler ve Ermenistan'dan yükselen sesler birlikte değerlendirildiğinde, AGİT'in ABD, Rus ve Fransız Eşbaşkanlarının Karabağ sorunun çözümüne yönelik bölgede sürdürdükleri çabaların ne kadar gerçekçi olduğunu sorgulamaktan kendimizi alamıyoruz.
Tansu Peker
tansupeker@lactuel.be