Pinokyo, o çizgi filmi hemen hatırladınız değil mi?
Tahtadan yapılmıştı.
Tek amacı bir gün ete kemiğe bürünmek, insan olmaktı…
Yalan söyleyince burnu uzardı...
Sevimli bir karakterdi…
Pinokyo, yıllar sonra insan oluyor muydu olmuyor muydu bilmiyorum..
Genelde izleyici kendini beyaz perdede, ya da Tv ekranlarında izlediği dizinin kahramanları ile özdeşleştirir…
Fakat kendim dahil çevremden de kimse kendini Pinokyo ile özdeşleştirdiğine şahit olmadım…
İzlediği filmden sonra Wang Yu, Kung Fu, Bruc Lee, Cüneyt Arkın, Yılmaz Güney, Tarık Akan moduna girenleri çok gördüm ama…
Hatta bazıları kendilerini o kadar kaptırdılardı ki;
Tuna boylarına sefere çıkmaya hazırlanmalar mı dersin; Çirkin Kral’ın filmlerdeki rolüne bürünüp adalet dağıtmaya kalkanları mı dersin, çok gördüm…
Tahtadan yapılma Pinokyo tüm çabalarına rağmen ete kemiğe bürünemiyordu ama beyaz perdenin sanal kahramanları “The End”, “FİN” ya da “ SON” yazısı perdeye düşer düşmez onlarca bedende can buluyordu.
Evet, Oslo’da 92 kişiyi öldüren canavarı gördüm, biliyorum..
Norveç / Oslo onun ilk katliam yaptığı yer/ülke değil.
Almanya’da, Amerika’da gördüm onu…
En son Hollanda’da görülmüştü.
Katliam yaptıktan sonra canavarın kendini öldürdüğü söylendi hep…
Hayır!
Öldükçe diriliyor o..
Dokuz değil, 99 değil belki 99 bin canlı o..
En son Norveç’te ortaya çıktı.
92 masum insanın canını aldı.
Şuçluyu biliyorum, gördüm…
Siması, adı, milliyeti, yaşı farklı farklı ama canavar tek…
Kendini öldürmesi, kandırmaca, yanıltmaca.
Öldükçe diriliyor o…
Olmaz mı öyle şey?
Tamam o zaman…
O canavarlardan her ülkede yüzlerce binerce var,
Tornadan çıkmış, seri imalat ölüm makinesi gibi..
Hatırlarsanız seri imalatların Türkiye versiyonu vardı…
İnsan avına çıkmışlardı...
Benzinliklerde masum insanları katletmişlerdi...
Bakmayın birinin Türk, ötekinin Amerikalı, diğerinin Alman, Hollandalı, en sonuncusunun Norveçli sarışın, mavi gözlü, uzun boylu olduğuna.
Hepsi aslında aynı kişi...
Suçluyu biliyorum…
Hem de yıllar öncesinden tanıyorum!..
Suçlu, Amerikan sinemasının ürettiği sanal kahraman(lar)ın ete kemiğe bürünmüş halidir
Evet, suçlu Rambo’dur!..
Benden buraya kadar...
Bildiklerimi bir görgü tanığı olarak anlattım..
Gerisi toplum bilimcilerin, sosyologların, psikologların, dünya düzenine ayar çekicilerin işi…
Fakat bildiğim bir gerçek daha var ki söylemden geçemeyeceğim:
Modern ve refah seviyesi yüksek ülkelerde acı Norveç örneğinde olduğu gibi katliamlar devam edecektir…
Dün Hollanda, bugün Norveç…
Allah korusun, yarın hangi ülke bilemiyorum…
Oslo canavarının bu katliamı hangi ülkedeki versiyonunu tetikler düşünmek bile istemiyorum…
Ölümden korkmayan ben, artık çok korkuyorum…
Tramvaya, metroya, vapura binerken korkuyorum..
Kendi adıma değil korkularım ben ailemin ölüm yaş ortalamasını yakalamış biriyim…
Korkularım hayatının baharında suçsuz insanlar için, gencecik fidanlar için…
Terörün her türlüsünü kınıyor lanet ediyorum…
Ve bir gece olsun ülkemden şehit, dünyanın her hangi coğrafyasından katliam haberi duymandan uyumak istiyorum…
Yavuz Nufel