Her şey sınavla başlar.
Daha anne karnında iken bile sınanır çocuk. Acaba dış dünyaya ayak uydurabilecek mi diye?
Bir çok testlerden geçirilir doktor tarafından, sonra her ay tekrarlanır testler. Dokuz ay sonra hayata gözlerini açar çocuk, artık yaşamının bir parçası olur sınav.
Hayat boyu, ne çok sınava girilir.
Adeta yarış atı misali neredeyse gençlik dönemi tüm sınavla geçer. Sınavın olmadığı ne bir gün ne bir dönem vardır. Nede olsa bir meslek sahibi olmak, işini eline almak, işli veya işsiz olmak bu sınavların sonuçlarına bağlıdır.
Yaşamını bu sınavlar tayin edecektir.
Toplumdaki statünü sınavlar belirleyecektir. Keyfinden demez baba; "oğlum doktor olacak doktor" diye.
En son sınav, artık yılların çabasını ürüne dönüştürme, kendine güvence bulma sınavıdır.
İşin adıdır. Onca emekten sonra para kazanma aşamasıdır.
Yeter puan alındımı; hayat kurtulmuş, tüm çekilen çileler, dertler bitmiş, emeğin karşılığı alınmış, mutlu sona erilmiş olunur.
Adeta son noktadır.
Bir çokları ilklerde başaramaz, birkaç kez de ancak başarırı.
Girdiği sınavın sayılarını unutanlar, umudunu kesenler, çoktan iş hayatına atılanlar, başka işlerde çalışanlar, intiharı bir yol olarak seçenler hiçte az değildir. Bir çokları bitirdiği bölümü bile çoktan unutup, vasıfsız eleman olup, ne iş olsa çalışırım moduna girip hayat mücadelesine yatılmıştır bile.
Evet! Bu önemli sınavın adı KPSS yani, Kamu Personeli Seçme Sınavıdır.
Bu sınavda, binlerce üniversite mezunu atanma umudu ile ter döker. Her soru ve verilen her doğru yanıt, umuda daha bir yaklaştırır. En az doksan ve üzeri almak zorundadır, yoksa o yılda işsiz ve güçsüzdür.
Adı öğretmendir sınava girenlerin; çünkü, hepsi eğitim fakültesi mezunudur. Onlar, bu ülkede öğretmen olsun diye okutulmuş, her branştan mezunlar verilmiştir.
Özellikle son yıllarda kar topu gibi çoğalan eğitim fakültesi mezunları yine her yıl kar topu gibi çoğalarak işsizler ordusunun birer neferi olmuşlardır.
Bu işsizlik, yeni rant kapısını yaratmış, KPSS' YE hazırlık dershaneleri açılmıştır. Onca dershane yıllarının ardından tekrar lise yılları gibi kendilerini dershane kapılarında bulurlar.
Bu yıl, tüm bu sıkıntılara birde sınavda kopya çekildiği dedikodusu yayılınca; gençlerin tümden umutları söndü, hayatları karardı.
Düşünün; onca yıl çalış çabala, dershanelerin yıl boyunca kapısını çal, dünya para ve emek harca, tam kazandım dediğin an, birileri soruları sızdırsın binlerce kişi haksız yere yüksek puan alıp, puan sıralamasında senin önüne geçsin, onlar atansın sen atanama.
Böyle bir adaletsizliği kim kaldırabilir? Bilmem yüz kaç kişi soruların tamamını doğru yapsın; bilmem kaç bin kişi soruların tümüne yakınını doğru yanıtlasın ve daha bir sürü sansasyonel dedikodu ortaya saçılsın.
Olacak şey değil!
Bu insanlar kime güvenecek?
Devletin yetkili kurumları bir sınav yapacak ve vatandaşı bu sınavın güvenirliği noktasında şüpheleri olacak. Yetkililer; önce yalanlayıp, sonra olabilirliği noktasında beyanat verecek.
İnanılır gibi değil?
İnsanın aklına önceki yapılmış sınavlarda da acaba soruları geliyor.
Hiçbir vicdan bu gençlerin böyle mağdur edilmesine razı olmaz. Bu büyük bir skandaldır.
Biran önce sınav tümden iptal edilip, tekrarlanmalıdır. Başka türlü bir çözüm ,çözüm değildir, olamaz.
Sınavların iptal edilmeyip, atamaların yapılacağını söylemek, böyle bir yola baş vurmak adaletli bir davranış değildir. Sadece, kopya çektiği tespit edilenlerin atamasının iptal edilesi mağduriyeti ortadan kaldırmaz, (Ya kopya çektiği tespit edilemeyen binlerce kişi?) aksine gençleri daha mağdur eder.
Umudumuz, biran önce yanlıştan dönülüp, doğru çözüm üretilmesi, adil bir çözüm bulunmasıdır.
gündoğdu yıldırım