Kral'ın televizyondan yaptığı ulusa sesleniş konuşmaları çok özeldir, tehlikeler içerir.
Kral televizyona çıkıp canının istediğini söyleyemez.
Her birimiz gibi özgürce konuşamaz…
Sadece Belçika gibi meşruti krallıklarda değil, Fas gibi mutlak krallıklarda da bu böyledir.
Zira gücünü ister anayasadaan, ister tanrıdan alsın, her kralın gözetmek zorunda olduğu dengeler, hassasiyetler vardır.
***
Örneğin Belçika'da Anayasa emri olarak Kral'ın her konuşma metni en azından bir bakan tarafından imzalanmış olmalıdır.
Yani mevcut hükümetin onayını alıp ondan sonra konuşur.
Konuşmasına demokratik bütün hassasiyetleri yansıtmak zorundadır.
Herkesin herkesle kavgalı olduğu kriz dönemlerinde kolay mı sanıyorsunuz bu dengeyi sağlamak ?
Neyseki Kralımızın bu konuda tecrübeli ve uzman yardımcıları var.
***
Peki siz Kral olsanız ne dersiniz ?
Mantıklı herkes gibi kavga etmeyin, birbirinize küsmeyin, aman iyi geçinin, diyaloğu bırakmayın, gemi batarsa hepimiz boğuluruz, bir an önce yeni bir hükümet kurun türünden sağduyulu sözler değil mi ?
O nedenle Kral'ın Noel nutkunun satır aralarını, hatta sözcük aralarının çok iyi okumak gerekir.
Örneğin şu cümlesini ele alalım : "İçtenlikle ummaktayım ki herbirinin sorumluluk duygusu ivedilikle yeni bir hükümetin kurulmasına götürecektir."
Bu cümledeki "içtenlikle ummaktayım" ifadesinin özel bir anlamı olmadığını kim iddia edebilir ?
Özellikle ayrılıkçı ve cumhuriyetçi Flamanların krallık sistemine açıkça karşı oldukları bilinen bir ortamda…
"Her birinin sorumluluk duygusu" bir sitem içermiyor mu sizce ?
Geçen hükümetin koalisyon ortaklarına hitaben "Bunca bencillik yeter, partizanlığı bırakın, biraz da ülkeyi düşünün" davetini kibarca ifade etmiş olmuyor mu ?
***
Ülkeyi bu duruma getirenler haftalardan beri ve şimdi utanmadan ve söz birliği etmişçesine "acil ve cesur önlemler" alınmasından bahsediyorlar.
Günaydın baylar ve bayanlar ! Üsküdar'da sabah oldu…
Tabii ki sizin tuzunuz her zaman kuru !
Peki Kralımızın kibarca "daha güçsüzler" diye geçiştirdiği, fakir-fukaranın hali ne olacak ?
O fakir-fukaralar ki, yine Kralımızın zarif ifadesiyle "bu krizde hiçbir sorumluluk sahibi değiller"
Çok kısa sürede son verilmediği takdirde, bu egoizm saltanatından kaynaklanan mevcut çok daha tehlikeli başka bir krize yol açabilir : Siyasi kadroların halk nezdinde itibar yitirmesi.
Ve işte Kral bundan çok çekindiğini hissettirdi.
Haklı olarak.
Ben de naçizane bu duyguyu dile getirmeye çalışmıştım "Kral Çıplak, Ya Da Pujadizmin Ayak Sesleri" başlıklı 19 Aralık 2008 tarihli makalemde…
Haksız mıyım ?
***
Siz yine de demli Türk çayının yanında Noelin simgesi odun pastanızı ailece paylaşmayı ihmal etmeyin.
Afiyet olsun !
Yakup Yurt ©
Brüksel, 26 Aralık 2008
yakup.yurt@skynet.be