Charles Michel (35) Dışişleri eski Bakanı Louis Michel'in oğlu.
Belçika siyaset dünyasındaki tartışmalarda ana konu şu sıralar hep aynı : Aynı kişi aynı anda birden fazla görevi yürütmemeli.
Bu konuda her partide belirgin bir allerji var.
***
Charles Michel mevcut başkanın konumunun tartışıldığı böyle bir ortamda parti başkanlığına aday olduğunu açıkladı.
Karşısına rakip olarak Daniel Bacquelaine çıktı.
Barkodlu mektuplarla on dört bine yakın üye icra memuru denetiminde oy kullandılar.
Ve oyların % 55 ini alan Charles Michel MR'e yeni başkan seçildi.
Rakibi ise yenilmesine rağmen % 45 gibi hatırı sayılır bir orana ulaştı.
Yani Charles Michel genç yaşta başkan oldu olmasına da, kendisine veya yandaşlarına gerçek bir zafer sarhoşluğu yaşatacak bir hava yakalayamadı.
***
Bu bir ilk değil.
Zira Charles Michel'in bu başkanlık hevesi daha 30 yaşına gelmeden, 2004 yılında başladı.
O zamanki emanetçi başkan Antoine Duquesne "kim benim koltuğumu ister" havasındaydı; çünkü MR partisi bölge hükümet koalisyonlarından dışlanmıştı.
O istese de istemese de, kabul etse de etmese de, partinin ağır topu babası Louis Michel'in oğluydu.
Ayrıca Belçika'nın saygın üniversitesi ULB Hukuk Fakültesinden mezundu.
Ve yeşiller partisi ECOLO'nun kendisi gibi genç eşbaşkanı Jean-Michel Javaux ile iyi anlaşıyordu.
Diğer yandan Flaman partilerinin başkanları da genellikle gençlerden oluşuyordu.
Ve dünyanın her yerinde olduğu gibi gençlerin yaşlılarla anlaşması daha zor oluyordu.
Hem nesil farkı, hem de kafa farkı nedeniyle...
***
Serge Kubla'nın öncülüğünü yaptığı Valon liberaller ona karşıydılar.
Çünkü PS ile kolaisyon bozulmasının ve iktidar dışında kalmanın faturasının onun hatasına ve acemiliğine kesmek istiyorlardı.
Bir nevi "Tête de Turc" yani "günah keçisi" seçilmişti.
Kargaşaya son vermek için Didier Reynders duruma el koydu ve dağılmayı önledi.
Ama kendisi aynı anda hem parti başkanı, hem başbakan yardımcısı, hem de maliye bakanı idi.
Didier Reynders belki güçlü bir lider olamadı, ama örneğin Nicolas Sarkozy gibi kişilerle sağlam ilişkileri olan biriydi.
Belçika'nın güçlü bankalarından Fortis bir gece yapılan telefon konuşması sonunda Fransız Paribas grubuna satılınca işler karıştı, küçük hissedarlar haklarının çiğnendiğini öne sürerek Brüksel Ticaret Mahkemesi nezdinde dava açtılar.
Onları bu davada savunan ünlü avukat sonradan liberal partinin de sağında, tam liberal olduğunu iddia ettiği, Popüler Partiyi kurdu, seçime girdi ve oyların % 1,37 sini alarak bir milletvekili çıkarmayı başardı.
Siyasi rakipleri ve diğer partilerin kurmayları bu durumu her fırsatta Reynders'e karşı kullandılar.
Aynı adı taşıyan bir Brüksel otelinde toplanarak «Rönesans» grubunu kurdular.
Michel ekibine katılan Richard Miller, Rönesans grubuna dahil olmadığı halde, bir an önce başkanlık seçimi yapılmasını istedi.
***
Rivayetlere göre, Denis Ducarme'a kısa adı MRI olan Uluslararası Reformcu Hareket başkanlığı, Olivier Chastel'e de Charles Michel'den boşalacak Kalkınma için İşbirliği Bakanlığı makamları sözü verilmiş ve destekleri sağlanmış.
Reynders cenahı son anda Sabine Laruelle kartını oynamayı düşünse de ilgili bayan bakan kendisine önerilen görevi kibarca reddetti.
Bunun üzerine madem ki Sabine istemiyor, o halde ben rakip olayım diyor Daniel Bacquelaine.
Kendisi 58 yaşında, 11 yıldan beri Parlamento'da MR grup başkanı, gazinosu ve termal sularıyla ünlü şirin Chaudfontaine şehrinin belediye başkanı.
***
Düello işte böyle başladı.
Ve 28 Ocak tarihinde noktalandı.
Hiç te sanıldığı kadar kolay olmadı.
Yeni başkan Michel'in ekibinden biri «kampanya bir hafta daha sürseydi, Bacquelaine kazanabilirdi» dedi.
Allah yardım etti veya gong kurtardı.
Şimdi verilen sözleri tutma zamanı.
Mesela Sabine Laruelle'e verilen Parlamento grup başkanlığı sözü...
% 45 ile kaybeden rakibin aldığı oylar % 55 ile kazananın midesine taş gibi oturdu demek abartı olmaz.
Kaybedenlerin oranı aynı zamanda Didier Reynders'in gücünün ve etkisinin de bir göstergesi.
Hem parti içinde, hem de siyasi arenada.
Galiptir bu yolda mağlup durumu ortaya çıktı...
Belkide Kral Albert II o nedenle Çarşamba günü kendisini iki haftalığına Flamanlar ve Valonları yakınlaştırmakla görevlendirdi.
Charles Michel'in işi hiçte kolay olmayacak.
Kendisini pusuya yatmış bekleyen sayısız iç ve dış düşman şimdi sabırsızlıkla onun hata yapmasını bekleyecekler.
Siyaset dedikleri de bu olsa gerek.
Yani zaman içinde değişen güç dengelerini kendi amaçları doğrultusunda demokratik yöntemlerle kullanmayı denemek!
Yakup Yurt (c)
Brüksel, 6 Şubat 2011