Bugün içeriği karmaşık bir yazı karalamak geldi içimden.
24 Kasım 2009 Öğretmenler Günü olması hasebiyle.
Kafamın içinde kırk ayrı at koşuyor sanki !
Her biri ayrı yöne…
27 Kasım günü ise, yani üç gün sonra, Kurban Bayramı !
***
Facebook sayfama bu güne uygun veciz iki söz seçip koydum.
Bana çok anlamlı gelen iki kısa cümle…
Birincisi Paolo Ruffini'ye ait "Öğretmen mum gibidir, kendini tüketerek başkasına ışık verir" İkincisi de Thomas J. Carruthers'e ait "İyi bir öğretmen, kendisini yavaş yavaş lüzumsuz yapabilen biridir"…
***
Bizim çocukluğumuzun muallimleri arif insan yetiştirirdi.
Günümüz öğretmenleri test çözen ezberci öğrenci yetiştiriyor.
Millî Eğitim Bakanlığı mensubu kamu görevlisi öğretmenler test çözme sanayiinin neferleri sanki…
Çalıştığı okulda öğretmeyen (veya öğretemeyen) ilim-irfan sahipleri test çözme tekniğini dershanelerde yüklüyor zavallı çocuklarımıza.
Mezunlar iş arıyor, kadro bekliyor, iş bulamayanlar ensesi kalın, sözü geçen bir destek arıyor.
Çocuklar perişan aileler çaresiz…
Ve yarın, yani 25 Kasım 2009 günü, tüm kamu çalışanları genel grevde olacaklar.
Sayın Başbakanın uyarısına rağmen…
***
Bu arada T.C.Brüksel Büyükelçiliği'nden gelen davetiyede "Kurban Bayramı ve 24 Kasım Öğretmenler gününün bu yıl aynı haftaya rastlaması sebebiyle iki gün arayla iki ayrı etkinlik düzenlenmesi yerine bu yıla mahsus olmak üzere 26 Kasım 2009 Perşembe günü ortak bir bayramlaşma ve kutlama düzenlenecektir" denilmekteydi.
Hem tasarruf, hem bir taşla iki kuş…
Bence son derece doğru ve yerinde bir karar.
***
Bunları düşünürken birden rahmetli Aziz Nesin'in o kıyametler koparan "Tüklerin % 60 ı aptaldır" sözü geldi yorgun hafızamın arşiv derinliklerinden.
Merhum kamuoyunun yoğun tepkileri üzerine bu sözüne gerekçe olarak bunun sadece bir saptama olup, suçlama olmadığını, Türk halkının iyi beslenmediğini, yeterli miktarda protein (et) ve fosfor (deniz ürünleri) alamadığı için sonucun kaçınılmaz olduğunu anlatmaya çalıştı…
Bunun üzerine ortam biraz olsun sakinleşti.
Ve o zaman GDO'lu gıdalar filan yoktu piyasada…
***
Nedendir bilinmez Kurban Bayramı'nda fakirlere dağıtılan et ile öğretmenlerimiz arasında bir ilişki kurdum aniden kafamda.
Çünkü öğretmenlerimiz gerçekten zor durumdalar.
Çok zor sosyo-ekonomik şartlarda yaşam mücadelesi veriyorlar.
Çocuklarımıza ışık veremeye çalışırken mum gibi eriyip tükeniyorlar…
Dersane mafyalarına teslim oluyor veya ikinci bir meslek icra ediyorlar.
Korsan taksi şoförlüğü gibi örneğin…
İnternet onları lüzumsuz hale getirdi galiba !
Ödev siteleri hem öğretmenlerin, hem öğrencilerin emrinde.
Ve herşey para !
***
Ve insanlar göz boyama yarışında…
"Arife tarif gerekmez" değil mi hocam ?
Şürçü lisan ettiysem affola !
Dedim ya başlarken kafam gerçekten çok karışık…
Yakup Yurt ©
Brüksel, 24 Kasım 2009