Haberin yayım tarihi
2009-03-07
Haberin bulunduğu kategoriler

Nasrettin Hoca:Dünya Kadınlar Günü Kutlu ola, baklavalar tatlı ola,

Efendim Nasıl söylesem, bilmem ki nasıl desem ? Davos da bana konuşmacı olarak yer ve zaman ayrılmayınca çok üzülmüştüm. Nasıl olur da böyle bir toplantı da bana konuşma hakkı verilmez ? Yerin adı Davos.Dağların yüksekliği sanki Toros. Düşünce sahibi Soros. Gol atan Baros.
 
Bana çok güzel ve narin görünümlü bir zarf içinde bir mektup geldi. Lahey denilen yerde bir toplantıya davet edildim. Davet olur da icabet edilmez mi. Hele dünyanın değişik yerlerinden insanların yaşadığı bu yerde kimbilir kaç çeşit baklava yapılmıştır. Baklava her ne kadar hazır yufkalardan da yapılsa yine baklavadır. En azından doyumluk olmasa da tadımlık yerim. Ben böyle bir davete koşa koşa giderim.
 
Dedim Karakaçan'a: - Yürü şimale breh merkep ! Bak burada yeşil gözlük takıp kuru ot yedirdim. Orada çayır çimen dört mevsim yeşillik var. Ye çayırdaki otları yiyebildiğin kadar. Baklava görürsen bana bırak. Haydi acele et, yolumuz ırak.
 
Siz deyin derelerden geçesin, ben diyeyim tepelerden uçayım. Çığa, kara, tipiye rastlamadan Den Haaag'a ulaşayım. Gündüz, gece demeden bir yol aldık ki sormayın. Üşüdün mü diye de halimi sormayın. Elime bir meşale yakıp çıktım yola. Meşaleden ısınan karlar eriye ve barajlar su ile dola. Benzin istasyonlarında verdik mola. Fransa, Belçika derken yolumuz düştü Schiphol'a.  Bizim teyyarelerden biri inmiş tarlayas. Kaza ucuz atlatılmış, düşmemiş yola.
 
Zamanım olmadı sorup soruşturmaya. Kurtulanlara geçmiş olsun, ölenlerin mekanı cennet ola. Ah şu mahkeme kurulsa beni de kadı olarak çağırsalar ne yapacağımı bilirdim.  Önce kuledeki görevlinin hakkından gelirdim. Breh oturmuşsun buraya gelenden gidenden akçe pardon avro alırsın. İşin gücün para. Çok uçak isin diye bütün uçakları arka arka alırsın. Sizi paragözler sizi. Beş dakka geç indirseydin teyyaremizi. Dediniz şu bozuk bu bozuk. Ben karakaplıya baktığım gibi siz de karakutuya baktınız. İşinize gelmeyince Boinge ve uçak pilotlarına topu attınız. Benden mi öğrendiniz karakaplıya işinize geldiği yerden bakmayı. Üçlü zincirin en zayıf halkası pilotlar. Sizin hatanızı söyleyecekler ama şimdi bu dünyada yoklar. Bir yıl sonra onlara çevrilecek bütün oklar.
Hayat böyledir. Güçlü olan haklıdır. Her çözüm karakaplıda saklıdır.
 
Neyse uzatmayalım, sadede gelelim. Dünya kadınlar günü mart ayında imiş hayırlı olsun diyelim. Tarihçesine bakacak olursak  benim evlendiğim yıllarda her gün kadınlar günüydü. İndire indire bir güne indirmişler. Yazıklar olsun neden yılın her gününü kadınlara vermemişler ?
 
Bizim hatun sabah erken kalkardı. Kadınlar günü'nü sabah ezanı saatlerinde kutlamaya başlardı. Önce su doldururdu çeşmeden. Konuşurlardı konu komşu evde tarhana çorbası  pişene dek. Derken sığrtmaça inekler teslim edilir. Hele komşu iki laf edelim derken ta gün tepeye gelinceye kadar  sohbet edilir. Herkes döker derdini birbirine. Hızını alamayanlar akşam sığırtmaçları karşılarken sohbet kaldığı yerden devam eder yine. İki çift laf edelim derken konuşmalar uzar da uzar. Bendeniz Koca, yani Nasrettin Hoca eşine kızar. Nerde kaldın breh hatun sen derdini anlattın. Stresi attın. Ben bir saattir seni beklerim, çocuklar acıktı hani baklava , börek yapacaktın ?Derler ki akşam avradı, şimdi işe kıvradı.  Gün batımında başlanan baklava yarına hazır olsa gerek.
Bu akşam yiyelim kıymalı börek.
 
Gel zaman git zaman devir değişti. Hatunlar haksız yere zor işlerde çalıştı. Tarlasında tapanında çalışamadı. Koca fabrikalarda köle gibi çalıştırdılar. O zarif insanları zor işlere alıştırdılar. Yevmiyelerini kıstılar. Aylıklarını kestiler.İşten attılar. Meta gibi sattılar. Sırtlarına taşıyamıyacak kadar yük sardılar. Sömürdüler. Hâlâ da sömürüyorlar. Onları süs eşyası gibi görüyorlar. Okumasın, cahil kalsın diye binlerce bahane gösteriyorlar. Kimi din- iman diye yolunu kesiyor. Kimi töre, möre diye asıyor. Yazık oluyor. Onlar bizim anamız, bacımız, kızkardeşimiz, sevincimiz, acmız, tuzumuz ekmeğimiz kısacası her şeyimiz... Elma dersek yarımız. Yumurta desek sarımız. Yokluktaki, varlığımız. Hastalıkta, sağlığımız. Hayatımızda elini taşın altında koyanımız. Zor şartlarda bizim elimizden tutup, aynı yastığa baş koyanımız. Vel hasılı kelam onlar bizim canımız, cananımız.
 
Dünya Kadınlar Günü'nü bizim Hatun Zülfüyar  yapsın isterdim. O konuşursa zülfüyare dokunur. Bizim işimize gelmez. Kadınlar siyasete atılıp hakkını alamdıkları sürece bu sorunların da hiç bir zaman sonu gelmez. Bir gün kadınlar günü olmaz. En azından bir haftaya yaymalısınız. Aylara yaymadan, seçimlerde belediye'de , mecliste görev almadan hakkınızı almak için Hakkı Dayı'ma gidin.
 
Önümüzde seçimler var. Oylar için partilere bıyık takıp gidin. İşlerinizi yakından takip edin. Yüz oyun ellisi sizin se on seçilenden en az dördü sizden olmalı. Eğer başaramadıysanız  bu deyimi lügatten silin. Kadının fendi, erkeği yendi yerine, erkeğin fendi seçimde kadın adayları yendi diye yazılsın.
 
Den Haag ya da La Hey denilen şehrin evleri göründü. Haydi Karakaçan yola  devam.

Baki selamlar...
 
Recep Cırık- 6/3/2009 Gent

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.