Bizim zamanımızda  böyle seçim derdi yoktu. Köy odasında toplanır aklı başında 40-50 yaşında bastığı yerden ses getiren, baklavası bol olan bir komşumuzu seçerdik.
 
O komşumuzda oturduğu minderden hiç kalkmak istemezdi. Bakıyorum burada altı yılda bir şehir belediyelerine seçim yapılıyormuş. Benim oturma kartım yok. Eşek üstünde oturma dışında. Onun için aday olamıyorum. Hangi partiye gitsem diye düşündüm. İleride listenin en son  sırasına yazarlar.
 
Bir boy gösterisi yapalım brehhh. Önce nerden geldin diyecekler. Akşehir'den Sivrihisar'dan Eskişehir'den diyeceğim. Onlar bana tamam fazla sayma , sen bizim partiye gelsen kaç hemşehrinden ne kadar oy getirirsin derler. Dostlar alışverişte görsün diye seni partiye alamayız. İster hoca ol, ister hacı, gerçekler çok acı... Bu sorudan kaybettik. Brüksel'de bizim oralardan gelen az. Bir de karşıma başka partiden bir aday çıkarırlarsa yandı gülüm keten helva... İkinci soru: - tahsilin nedir ? diyecekler. – El cevap :- Medrese mezunu , yani şimdiki üniversite dedğiniz okulun kardeşi. Vay bee..diyecekler . Fakat bu sefer de üstümdeki kürkü beğenmeyecekler. Ayrıca çok özel bir sorumuz var. Germebeni meselesi var .  Onu kabul ediyor musun ? Yok olmayan şeyle niye seni gereyim. Gerersen beni, gererim seni. Durup dururken bu germe davasını nerden çıkardın sayın partinin değerli azası.
 
Ben öbür dünyada yatarken bir ara bu dünyaya göz atmak için kafamı kaldırdım. Alık,susuzluğun, salgın hastalıkların musallat olduğu bir zamandı. O zamanlar bir de cihan harbi çıkmıştı. O harpte çok ölenler oldu. Bizim sarayımızda vezir yaptığımız, ordunun başında görev verdiğmiz emin millet dediğimiz ademoğulları  Devleti o Osmaniyye'yi uruslarla bir olup sırtımızdan hançerlemişlerdir. Bu ademoğulları ve Havva kızları başka yerlere göçe zorlandı. Hastalıktan, açlıktan ölenler oldu. O zaman çeteler türedi. Milletimiz illallah dedi. Altıyüz sene bizimle yaşayanlar brütüslüğün en acı örneğinin gösterdi.  Bu yetmemiş gibi hala da tekerimize çomak sokmaya devam ediyorlar.
 
Frenkistanlılar da arka çıktıkça azıtıyorlar. Hollanda'da yetişen üç gencimizi seçim öncesinde ya germebeni dosyasını kabullen, ya da çekilin  mebbusluğa aday olmaktan demişler. Onlar da iyi yapmışlar benim de bir  gün dere de abdest alırken ayakkabım düşmüştü. Baktım dere ayakkabımı almış götürüyor. Dereye  doğru döndüm ve şöööyle bir yellendikten sonra al abdestini ver pabucumu dedim. Bizim seçmenlerin sayısı kabarıkmış, bu partilere pabuççlarını bırakmasınlar. Güzel bir yelleniversinler.
 
Cim-bom ya da milli maç olunca sahaları dolduran biziz. Seçim günü de adaylarımızı destekleyen oyları doduralım sandıklara. Altı yılda bir adam yerine konulduğunuza göre bunun acısını çıkarın. Elin germebenileri , bizim gibi sahada seyirci olarak değil ilk onbirde yakasız  göynek giyerek maçı alıyor. Biz de bu maçı alıcaaaz, başka yolu yok diye bağırıp duruyouz. Kara elbiseli kadı gibi adam oyun bitince düdüğü öttürüp parayı alıyor, germebeniler puanı alıyor. Bizim seyirciler de havasını alıp gidiyorlar.
 
Velhasıl yavrularım beni üçüncü kere dinlediniz. Kendinize gelin, değerinizi bilin. Siz kendinize değer vermezseniz, kimse sizi değerlendirmez. Gençlerimizde bir pırıltı gördüm. Memnun ve müşerref oldum. Akça Nineniz de romantizmalarından fırsat bulamıyor. Buraya gelse, karşınıza çıksa aynı sayfaları size de okur.
 
Akça Nineniz bizim adaylara başarılar diledi. Hollandiyadaki Türk adaylarına zorla kabul ettirilmek istenen gemebeni dosyasından dolayı şahsiyetlerinden tviz vermedikleri için partiden de atılma pahasına dandik yaklaşoıma dimdik cevap verdiklerinden dolayı gözlerinden öp dedi. Ben de öptüm. Mucukkk, mucuk,,,, mucuk...(Belçika'da üç mucuklu oluyor öpmeler)
 
Adaylarımız oy hakkım yok diye soğuk durmasınlar. Ben onları çok sevdim. Yolları açık olsun. Bu adayların hepsini öpecek kadar zamanım yok. Ben sandıktan çıkanları bir bir öpeceğim. Seçimi kazanan öpülür.
 
Kazanmayanlar bir daha ki  sefere .. Belki kazanırlar. Ben Akşehir Gölü'nde denedim... Ya tutarsa dedim tut.....
 
Recep Cırık( Jeton Dergisi)