Dün öğle vakitleriydi.
Eşim Güzin büroma gelerek kahve takviyemi yaptı ve müjdeyi verdi...
Akşam oğullarımızın tatil öncesi veda yemeğine davetliyiz dedi.
Ve ekledi : Pek açıklamadılar, ama özel ve özgün bir mekanmış...
İnternetten akşam 19.30 için rezervasyon yapılmış.
***
Ve akşam oldu.
Büroyu kapattım.
İster istemez hem acıkmaya, hem de meraklanmaya başladım.
Saat 19 sularında 94 numaralı tramvayı aldık ve Modern Sanatlar Müzesi önünde indik.
Oradan 95 numaralı otobüse binip, Sablon meydanından geçerek iki-üç durak gittikten sonra Brüksel Bölge Hükümeti Parlamentosunun olduğu rue du Lombard sokağında indik.
Ve aynı sokak 25 numarada bulunan NUETNIGENOUGH isimli restorana ulaştık.
En iyi biraların sunulduğu restoranlar sıralamasında dünyada 34.cü.
Ve bütün biralar kesinlikle zanaatsal üretim...
Mekan hem Grand Place’a, hem de meşhur işeyen çocuk heykeli Manneken Pis’e çok yakın, turistik çemberin içinde bulunan küçücük bir yer...
***
İlk dikkatimi çeken şey bizden önce gelip yemeğe başlamış müşterilerin züppelikle uzaktan yakından hiç alakası olmayan sadeliği oldu...
Hepsi iştahla yiyor, tatlı tatlı sohbet ediyordu...
Ortama uygun enstrümantal bir fon müziği sohbetlere kesinlikle mani değildi...
Vitrin kenarında dört kişilik masaya ailece yerleştik.
***
Önce «Tapas» tabir edilen ve fiyatları 2,5 ile 4,5 avro arasında değişen mezelerden seçtik.
Tarama, dana köftesi, eski gouda ve tuzlu gravyer peyniri sipariş ettik.
Onların yanına safran soslu kalamar (7 €) ve şeytanımsı (acılı) skampi (6,5 €) aldık.
Soslara bandıra bandıra iki sele Chez Paul’den gelen özel ekmek tükettik.
Bir şişe kaliteli pembe şarap, bir şişe Chaudfontaine maden suyu eşliğinde...
Ardından ana yemeklerimiz geldi.
Richefort usulü karbonad, kırmızı şarap soslu sığır lazanyası, taze sebzeli lazanya ile bal ve hardal soslu file minyon...
Aramızda paylaştık ve paslaştık.
Kaliteli bir şişe kırmızı şarap eşliğinde, hepsi son derece harika ve lezzetliydi.
Tatlı olarak Cointreaulu çikolata markizi ve speculooslu dondurma seçtik ve kahvelerimizi zevkle yudumladık...
Hesap kişi başı 35 avro tuttu.
Son derece memnun ayrıldık.
***
Çocukların bu jestinden son derece duygulanan eşim Güzin Place de Brouckère’deki Hôtel Métropole’ün terasında kahveler benden dedi...
Hani o Jacques Brel’in şarkılarında adı geçen meşhur meydan...
***
Allah herkese sağlık ve hayırlı evlatlar nasip etsin...
Yakup Yurt (c), Brüksel, 24 Haziran 2011