Nüksetmek özellikle tıp delinde kullanılır.
Geçmişte muzdarip olunan bir derdin, hastalığın, arızanın, marazın, bozukluğun şu veya bu nedenle geri gelmesi anlamını taşır.
Her zaman beterin beteri vardır ve Allah hepimizi beterinden saklasın !
Şair bile "önce can, sonra Canan demiş".
Sağlığı bozuk, can derdine düşmüş bir bünye kavun yese kelek zanneder…
Ölüm korkusu bir düşmeye görsün tenceresi kaynayan, bacası tüten hanelere…
Mallar, mülkler satılır, şifa aranır ; ama nafile.
Takdir emaneti verene aittir ve an gelir emanet teslim edilir ; istemeye istemeye de olsa…
Zira, zordur dünya nimetlerinden vaz geçmek.
Ve dünyaya gelen her insan rızkını aramak zorundadır.
Kimileri doğduğu yerde doyar ; orası vatandır.
Kimileri de doyduğu gurbet elini vatan saymaya başlar…
Gövdesi burada olsa da, gönlü oradadır çoğu kez.
Kopamaz insan köklerinden kolay kolay…
Her kopuş acılar barındırır doğasında.
Her insan bulunduğu yere taşır oraları beraberinde.
İstese de, istemese de…
Yadırganır geldiği yerin yerlileri veya eskileri tarafından.
Uyumsuzlukla suçlanır.
Kağıtlılar az da olsa memnundur halinden.
Yasal güvenceleri, sosyal hakları vardır.
Yerleri bellidir, vergi mükellefidirler.
Pek sevilmeseler de, demografiye sağladıkları katkı için gereklidirler ekonomik sisteme.
***
Bedensel veya toplumsal sağlık ve dengeler yerindeyken kimse kimseyi umursamaz.
Herşey hoyratça, hesapsızca, dikkatsizce tüketilir.
Sağlık ve dengeler sarsılana, yok olana dek sürer bu "har vurup harman savurma" dönemi…
Marazlar nüksedene dek…
Ateş yükselene dek…
Amerika hapşırır, Avrupa öksürür…
Zira vücudun sinir sistemi veya kan dolaşım sistemi gibi dünyanın ekeonomik sistemi de globaldir, evrenseldir, küreseldir…
Ve bu sistemde dönem dönem adına konjonktürel denen -bana göre strüktürel, yani yapısal- olarak nükseden, yeniden ortaya çıkan kronik dertler kış uykusundaki hayvanlar gibidirler.
Irkçılık gibi, ayrımcılık gibi, yabancı düşmanlığı gibi, faşizm gibi, barış adına savaş çığırtkanlığı gibi, fanatizm gibi, insanların hak aramak adına şiddete sürüklenmesi gibi…
Kardeşin kardeşe kırdırılması gibi…
Bendeniz naçizane yine böyle bir dönemin kapımıza dayandığını hissediyorum.
Ve herkesi uyanık olmaya davet ediyorum.
***
Çıkış yolu mu ?
Muhakkak var ; hem de çok basit…
Ama oy verip seçtiklerimiz ister mi, istemez mi ?
O ayrı bir konu.
Örneğin Belçika'nın dört ayrı enerji bakanı ile katıldığı Kopenhag'da kürsel ısınma konusunda anlaşamadı dünyamızı kirleten kodomanlar.
Karınca ordusu kadar kalabalık "komünist" Çinlilere söz geçiremediler !
Halbuki çözüm anaokulu çocuklarının anlayacağı kadar basit.
O da şu : Daha iyi paylaşmak ve bilimi tüm insanlığın emrine sunmak.
2010 da küresel refahın daha yaygın olması duasıyla daha dengeli dünyaya merhaba.
Eski dertleriniz hiçbir zaman nüksetmez inşallah…
Yakup Yurt ©
Brüksel, 27 Aralık 2009