Haberin yayım tarihi
2019-06-07
Haberin bulunduğu kategoriler

SORUNLARIMIZIN MUHATABI KİM?

Ali Kılıçarslan

Sorunlarımızın muhatabı kim?

Almanya`nın gündemindeki konular, bizleri ne kadar ilgilendiriyor?

Bu ülkede yaşıyoruz ve aynı havayı soluyoruz. Özellikle geleceğimizi çok yakından ilgilendiren konulara ne kadar ilgi duyuyoruz?

Birkaç örnek vererek sorunu netleştirelim.

Almanya`da okul öncesi ve ilköğretim çağındaki çocukların başörtüsü takmasının yasaklanması yönündeki tartışmalar yeni değil, yıllar önce başladı ve Avusturya`nın yasak kararından sonra alevlendi.

CDU Genel Başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer`e göre “çocuk yuvasında veya ilkokulda çocukların başörtüsü takmasının dinle ya da inanç özgürlüğüyle bir alakası yok.” CDU/CSU`lu bir grup politikacı, 14 yaşından küçük kız çocukları için yuvalarda ve okullarda başörtüsü yasağını öngören yasa tasarısı hazırlıyor. Hessen Eyaleti Adalet Bakanı Eva Kühne-Hörmann, “küçük çocuklarını oruç tutmaya zorlayanlar, çocuklarının sağlıklarını tehdit ediyor” diyor ve yasal önlemlerin alınması gerektiğini vurguluyor: “Çocukları korumak için yasalarda değişiklik yapmayı, hatta çocuklarını oruç tutmaya zorlayan ebeveynlere üç yıla kadar hapis cezası verilmesini” savunuyor.

Federal Aile Bakanı Giffey de (SPD) sağlık ve öğretimin öncelikli olduğuna dikkat çekiyor: “Çocuklar düzenli olarak sıvı tüketmeli ve yemeli, aksi takdirde odaklanamaz, öğrenemez ve sağlıklı bir gelişim kaydedemezler.” Almanya`da her iki konuda da bugüne kadar toplumsal bir sorun yaşanmadığına göre, bu yasak tartışmaları ve cezai yaptırımlar nereden çıktı?

Sorunun adını doğru koyalım! Almanya`da Müslüman çocukların en önemli sorunları başörtüsü bağlamak veya oruç tutmak değil. En önemli sorunların başında ayrımcılık, eğitimde fırsat eşitsizliği, sosyal adaletsizlik ve yoksulluk geliyor. Örneğin yoksul bir çocuk da yeterince beslenemediği için sağlığı, ayrımcılığa, sosyal adaletsizliğe maruz kaldığı, eğitimde fırsat eşitliğine sahip olmadığı için eğitim hayatı, yani geleceği tehlikededir.

Hatta tüm araştırmalarda çocukların okuldaki başarısında, çocukların sosyal ve etnik kökeninin belirleyici olduğu ortaya çıkmıştır. Eğer ceza vermek sorunları çözüyorsa, çocukların geleceğini tehlikeye atan siyasi sorumlulara cezai yaptırımlar uygulanmalıdır. Dini ve pedagojik bir konuya siyasilerin cezai yaptırımlarla adeta tehdit edici bir üslupla yaklaşımı, 70. yılında Alman Temel Yasasının ruhu ile asla bağdaşmıyor.

Okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklar henüz ergenlik (büluğ) çağında olmadığı için dini yükümlülüklerden de muaf olduklarını herkes bilir. Eğer gerçekten küçük bir çocuk oruç tuttuğu için sağlık sorunları yaşıyorsa, ilk yapılacak iş, ailesi ile konuşarak çözüm bulmaktır. Bu aydınlatma işini kimler veya hangi kuruluşlar yapacak?

Dini hayatımızla ilgili yaşanan sorunların muhatabı kim(ler) veya hangi dini kuruluş(lar)?

Esasında, dini hayatımızla ilgili sorunların çözümsüzlüğü “dini otorite”nin yokluğundan, yok eğer varsa, suskunluğundan kaynaklanıyor. Almanya`da sadece yuvalarda ve okullarda küçük çocuklar için başörtüsü ve oruç yasağı değil, ayrıca kutsala hakaret yasağının kaldırılması, engelli doğabileceği öngörülen bebeklerin durumu, ölme hakkı (ötanazi) ve çok eşlilik gibi konular da tartışılıyor.

Bu ve özellikle dini hayatımızı çok yakından ilgilendiren diğer bütün konularda da sadece Müslümanları değil, başta siyasiler ve medya olmak üzere toplumun bütün katmanlarını aydınlatacak görüşlere ve metinlere (broşürlere) ihtiyaç var.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.