Haberin yayım tarihi
2008-02-21
Haberin bulunduğu kategoriler

'Türk-Kürt çatışması' ne demek ve kimin işine gelir?

Terör örgütü PKK tarafından son günlerde gerçekleştirilen saldırılar sonucunda, Türkiye'nin dört bir yanında başlayan protestolar çığ gibi büyüyor. Toplumun her kesiminden oluşan, örgütlü-örgütsüz kitleler, kendilerini sokaklara atarak, sabahlara kadar "Artık yeter, bu terör bitsin" diyor, yürüyüşler yapılıyor, mitingler düzenleniyor. Halkın neredeyse tamamı, PKK terörüne karşı mücadele veren güvenlik güçlerimizin, her zamankinden daha fazla arkasında olduğunu, yanlarında yer aldıklarını, tüm dünyaya, özellikle belli adreslere haykırıyor. Halkın, terör karşısında hassasiyet göstermesi, bilinçlenmesi ve demokratik tepkilerini bu boyutuyla göstermesi son derece önemli. 

Halkın göstermiş olduğu bu toplumsal refleks, zaman zaman münferit de olsa, bazen bireysel de yaşansa, istenmeyen, üzücü bazı olaylara da sebebiyet verebiliyor. Devletin yetkilileri ve bazı terör ve siyaset uzmanları, bu küçük çaplı olaylar sonrasında halkı, tedbir almak anlamında sağduyulu olmaya, itidalli davranmaya çağırıyor. İstenmeyen, arzu edilmeyen üzücü olayların artmasının engellenmesi anlamında bu çağrı da, son derece önemli.

Türkiye'nin hemen hemen tamamında gerçekleşen bu tepkili ortam ile ilgili olarak Kürtçü basında da çeşitli yazı ve değerlendirmelere yer veriliyor. Yazıların tamamında özetle; "Türkiye'nin Kürtlere yönelik yıllardır sürdürdüğü baskı politikalarının devam ettiği, devletin organizesiyle, bu son olaylar sonrasında PKK'nın şahsında olmak üzere Kürtlerin tamamına karşı topyekün bir saldırıya geçildiği, Türk-Kürt çatışmasının körüklendiği, çok kanın akacağı ve tüm kesimlerin bundan ağır yara alacağı, halkların geleceğinin kararacağı bir sürecin bilinçli olarak başlatıldığı, bu nedenle Kürt halkının gerekli tedbirleri alması gerektiği, mücadelenin asıl şimdi başladığı" gibi saçma-sapan, mesnetsiz, asılsız, gerekçesiz, kışkırtıcı, provokatif ifadeler kullanılıyor. Ancak ne yazık ki, bu ifadelere benzer bazı söylemler, Türk basınındaki bazı bilinen, maaşları ödenen (!) köşe yazarları ve programcıları tarafından da, bilerek veya bilmeyerek dillendiriliyor. 

Şimdi konuyu biraz açmak, bu mesnetsiz, saçma-sapan, aslı astarı olmayan ve özellikle provokasyon içeren ifadelerin, yalanları ve asıl amacın ne olduğunu ortaya koymak gerekiyor.

"Türkiye, Kürtlere yönelik yıllardır sürdürdüğü baskı politikalarını devam ettiriyor" muş ! Yahu, Türkiye'de hangi Kürt kökenli insana, "sen giremezsin, sen yapamazsın, sen olamazsın" denmiş bugüne kadar. Kürt kökenli insanlarımız, Türkiye'de yaşayan her insan gibi, her vatandaş gibi, seyahat etme, eğitim ve sağlık hizmetlerinden yararlanma gibi, doktor, avukat, işadamı, esnaf, işçi, memur ve hatta cumhurbaşkanı, kuvvet komutanı, bakan olma, şarkıcı, türkücü, oyuncu olma, sporcu, sanatkar, yazar olma gibi daha binlercesi sayılabilecek en doğal haklara sahip değiller mi ! Eğer cevabınız "değil" ise, evet, son derece haklısınız. Bir kalemde geçelim ….

Yok eğer, "ben Kürdüm, bu topraklarda Kürdistan'ı kurmak, kendi kendimi yönetmek istiyorum" der, dağa çıkıp eline silah alır, kurşun sıkarsan, değil Kürt, değil Türk, İngiliz, Fransız, haşa PEYGAMBER olsan, sana dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir şekil ve şartta izin vermezler. Bunu da geçelim …

"Gösteriler ve protestolarla, PKK'nın şahsında olmak üzere Kürtlerin tamamına karşı topyekün bir saldırıya geçiliyor, Türk-Kürt çatışması körükleniyor, halkların geleceğinin kararacağı bir süreç, Devlet eliyle bilinçli olarak başlatılıyor" muş ! 

Son dönemdeki PKK saldırılarında şehit olan askerlerimizin yarısından fazlası Kürt kökenli vatandaşlarımız. Mardin, Adıyaman, Ş.Urfa, Diyarbakır, Kars, Erzurum, Van ve G.Antep'teki cenaze törenlerinde Kürt kökenli vatandaşlarımız tarafından, terör nedeniyle "PKK" protesto edilir, lanetlenirken, dikkatinizi çekerim "TÜRK-KÜRT KARDEŞTİR, PKK KALLEŞTİR" pankartları taşınıp, sloganlar atılmadı mı ? Hal böyleyken, siz, nasıl olur da, tüm Kürt kökenli vatandaşlarımızı kendinizdenmiş gibi gösterir, Devlet tarafından "PKK'nın şahsında saldırıya uğradıklarını" söyleyebilirsiniz. Halkın tepkisi tamamen PKK'ya, Kürt etnik kökenli vatandaşlarımıza değil. Komik olmayın. Geçelim …. 

Yaşanan süreç, Devlet eliyle bilerek başlatılmış ! Ne yani, son iki ayda teröre kurban giden yaklaşık 50 vatandaşımızı, askerimizi Devlet mi öldürerek, kaçırarak halkı sokaklara döktü veya dökülmesini teşvik etti ! İtidalli olma, sağduyulu olma, sakin olma çağrılarını kim yapıyor ! Bunlar tam bir "Yavuz Hırsız". Geçelim … 

Bir sürü safsata, yalan ve kandırmacadan sonra gelelim verilmeye çalışılan mesaja ve gerçek amaca. 

"Kürt halkının gerekli tedbirleri alması gerekiyor, asıl mücadele şimdi başlıyor" muş ! Yine görüldüğü gibi "Kürt Halkı" ifadesi. Bu, tüm Kürt kökenli vatandaşlarımızı taraflarına çekme veya taraflarındaymış gibi gösterme girişimi.  Peki, bu mesaj kime veya kimlere verilmeye çalışılıyor ? Adres neresi ? Tabii ki öncelikli olarak Kürt kökenli insanlarımız, bilahare karşıda gösterilmeye çalışılan Türk halkı ve Devlet organları. Amaç ?. Ayrılmalarını arzu ettikleri Kürtlerin taraflarına çekilerek Türk-Kürt ayrışmasının yaratılarak çatışma ortamına sürüklenmesi. Türk'ün Kürt'e, Kürt'ün Türk'e düşman olmasının sağlanması. PKK'ya olan tepkinin tüm Kürt vatandaşlarımıza yönlendirilmesinin arzusu ve bir kaos ortamına girilerek, bundan beslenilmesi. 

"Gelinen bu aşamanın bu şekliyle devam etmesi halinde Türk-Kürt çatışması çıkabilir"miş ! Niye ? Bütün Kürt etnik kökenli vatandaşlarımız PKK'lı mı ki ! Böyle bir şey söylenebilir mi ? Yaklaşık 25 yıldır devam eden bu PKK terörü nedeniyle, ne zaman ve nerede bir Türk-Kürt çatışması yaşandı. Eğer, böyle olsaydı, 35 bin değil, şimdiye kadar 35 milyon insanımızı çoktan kaybetmiş olurduk. 

Türkiye'de bir "Kürt Sorunu" yok, "Birileri (!) tarafından yaşatılmaya çalışılan PKK terörü ve diğer Kürt etnik kökenli vatandaşlarımıza bulaştırılmaya çalışılması sorunu" var. Birileri (!), PKK ve yandaşlarının amacı bu, gıdaları bu. Bu nedenle, bu "sinsi tuzağa" düşmemek, "Kürt Sorunu" ve "Türk-Kürt çatışması" gibi son derece mantıksız, mesnetsiz ve son derece tehlikeli söylemlerden özellikle kaçınmak, birilerinin (!) ekmeğine yağ sürmemek gerekiyor.    

Sabahattin Talu 

Global Yorum İnternet Dergisi 
stalu@globalyorum.com 
  
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.