Murat Gedik Yazdı
Yine milletçe sınıfta kaldık. Milli birlik denen kutlu anlayışın milletimiz arasında nasıl bir erozyona uğradığını tekrar gördük. Hem de öyle bir gördük ki, sadece Türkmen diye anılan Türkler değil, bütün Türk milleti ve onun nabzı ve umudu olan Türkiye’nin geleceği göz göre göre tehlikeye atıldı.
Özetle Türkmeneli deyince akla doğrudan Irak’ın kuzeyi gelir. Kerkük, Musul, Telafer gibi yerleşim yerleri gelir, yani sınırın öbür tarafı olan kadim Türk toprakları. 3 milyon Türkmen’den bahsedilir. Gerçi ayrışma zaten önce Türk denirken Türkmen sıfatını layık görerek başladı ya. Biz de alışa geldiği için Türkmen demeye devam edelim.
Saddam devrildikten sonra Türkmenler bu sefer de Barzani gibi karışık evveliyatı çok iyi bilinen birinin yönetimi altında kaldı. Tarihte Türk ile sorunu olan, Anadolu’nun bölünmemezliği için şehit düşen vatan evladlarının kanlarında parmağı olan Barzani.
Devlet’i bitirdik bu konuda, adeta ayaklar altına aldırdık. Tıpkı açılım ihanetinde olduğu gibi, ihanetleri yerine getirmekten çekinmedik. Barzani denen adamı devlet büyüğü gibi karşıladık, sözde bayrağını Türkiye’de dalgalandırdık, açlıktan ölürken ona has imkanlar sunarak hayat verdik. Uyarılara kulak verilmedi. Bu bir tehlikedir dendi, kulaklar tıkandı vs... üç maymunu oynadık. Çünkü menfaat her şeyin üstünde gelir anlayışı hakim. Barzani bağımsızlık referandumu derken biraz esdik gürledik, hatta büyük laflar ettik, adam referandumu yaptı cuk diye yerimize oturtulduk. Bizim yöneticilerimiz ise söyledikleri ile bir birilerini inkar ettiler. Referandum sonrası Irak’ın kuzeyinden tehditler devam etti ve biz sadece hamasi laflar ürettik. Kaç bin yıllık bir Türk devleti bir çapulcuya gereken cevabı veremedi. Allah’tan umut kesilmez, bakalım bundan sonra ne olacak?
Vatandaş mı? Onun da devlet yöneticilerinden farkı yok. Gazze için hep ağıt yakanlar, Gazze mi yakın, Türkmeneli mi yakın daha onu bile bilmezler. Türkmen diye adlandırılan topluluk Türk’tür ve bunun %99 üstü de müslüman, hani ölçü müslümanlık ya, yine bu konuda da sus pus. Bir de Gazze’yi işgal eden bir devlet, Türkmeneli’ni işgal eden ise bir çapulcu. Bir devleti dize getirmek mi kolay, bir çapulcuyu mu? Buna dahi cevap veremiyor.
Bir de Türk dünyası adına toplantılar düzenleyen kuruluşlar, hem Türkiye’de, hem Hollanda’da. Ne hikmetse bu Türkmeneli konusunda çıt dahi yok. Sanal alemde sadece helaya gittiklerini koymazlar, şimdi ise geçici olarak hepten kayboldular. Yani adam sanal alemde Türkmeneli’ne bir selam gönderemez mi? Selam göndermek için de mi devletten bütçe gerekiyor? Bir ufak program için devletten dünyanın parasını alın, 20 kişiyi zor toplayın, verimi sıfır olsun, söz konusu Türkmeneli ve Doğu Türkistan olunca susun.
Şu an Irak Türklüğünün başında bulunan ve Irak Türkmen Cephesi’nin başkanı Erşat Salihi muazzam bir biçimde direnişini sergilemekte, Türk dünyasına ve elbette özellikle Türkiye Cumhuriyeti yöneticilerine isyan edercesine haykırmaktadır. Kimse yok mu diye yardım beklemektedir.
Türkmeneli bir Kırım, Doğu Türkistan, Arakan, Gazze olma yolunda. Biz ise topluca sınavı verememenin ızdırapını bile yaşamaktan aciziz.
Unutmayalım ki: Türkmeneli’nde olmak sadece bir sınır meselesidir. Şu an Anadolu Türk’ü, o topraklarda hayat sürme mecburiyetinde olabilirdi. Türkmeneli Türkleri ise Anadolu’da hayat sürebilirdiler. Bunu dahi kavrayamayanlar var.
Türkmeneli Türklüğünün en kısa zamanda hürriyet içinde yaşaması duasıyla...
Ve yavaş yavaş Türkmeneli gündemden düşer!
Murat Gedik, Manşet Gazetesi Ekim 2017
E-posta: muratgedik@muratgedik.nl
Not. Türkmeneli’nden kastımız burada elbette Irak tarafıdır, bunun bir de Suriye tarafı var. Orayı zaten çoktan teslim ettik ve unuttuk....