Türk Milletinin refahı, Devletinin bekası için devletten en küçük bir beklenti içinde olmadan canlarını istikballerini feda eden bu vatanın evlatlarına yapılan işkenceler zulümler kurulan darağaçlarını ne çabuk unuttuk.
Bunlar Devlet ten bir madalya bir simit parası veya bir iş beklemiyorlardı. Vatanın bölünmez bütünlüğü için canlarını feda ederek mücadele verdiler ve neticede 12 EYLÜL ASKERİ CUNTASI tarafından aşağılık bir şekilde cezalandırıldılar.
Ülkücüler ayrı bir vatan istemiyorlardı, aksine birlik beraberlik istiyorlardı. Ülkücüler vatanı emperyalist ülkelere peşkeş çekmek isteyen toprağımızı isteyenlere karşı mücadele veriyorlardı.
Ülkücüler kendiliklerinden sokağa çıkmadılar. Birileri bir yerlerden emirler aldılar ve olaylar çıkarttılar, gençliği birbirine düşürdüler ve BİR ÜLKÜCÜYÜ VE BİR SOLCUYU öldüren kurşunların aynı silahlardan çıktığını da unutmadık. Devlet malında, başkasının emeğinde gözü olmayan yiğit dava erlerinin iyiniyetleri birileri tarafından kullanıldı ve sonunda mahkemelerde sorgularda gerçekler ortaya çıktı çoğu beraat etti. Ama kendilerini haklı çıkartmak için beraat edenlere başka suçlar anında bulundu ve mahkum edildiler.
Kimlerdi bunlar. BUNLAR 12 EYLÜL CUNTASI idi.
Cezaevinde on yıl kadar yatan bir Ülkücü askerliğini yapmak için Doğu Anadolu'ya gönderiliyor. Bölücü örgüte karşı bu sefer sırtında devletin üniforması elinde devletin verdiği silah ile mücadele ediyor ve başarıdan başarıya koşuyor. Komutanları bu Ülkücü'ye MADALYA veriyor.
Bu Ülkücü ile komutanının arasında geçen diyaloğa bakalım:
-Bölücü örgüte karşı yaptığımız operasyonlarda gösterdiğin üstün başarıdan dolayı seni kutluyoruz...
-Komutanım, ben sizin ödülünüzü ve taktir belgenizi kabul etmiyorum.
-Neden evladım?
-Dün biz Türk Milletini bölmek parçalamak ve başka ülkelerin hegamonyası altına girmemizi isteyen emperyalistlerin uşaklarına karşı verdiğimiz mücadelede devletten en küçük bir beklenti içinde değildik. Hiç bir menfaatimiz yoktu, binlerce arkadaşımız şehit oldular binlercemiz sakat kaldı, istikballerinden oldular, bende zindanda kaldım, biliyorsunuz o zaman da burada vermiş olduğumuz mücadeleyi verdik.
AMA, BİZLERE MÜKAFAATINIZ ZİNDANLAR VE İDAMLAR OLDU.
Aynı ORDU aynı ZİHNİYET.
O zamanlar verdiğimiz mücadele ile şimdiki mücadele arasında fark var. Şimdi devletin üniforması, silahı
ve ekmeğini yiyerek, imkanlarını kullanarak mücadele verdik beni KUTLUYORSUNUZ. önceden neredeydiniz? önceden verdiğimiz mücadele de aynıydı. Bir fark ile, silahı kendimiz buluyorduk, elbiselerimiz baba parasıylaydı, yemeklerimiz şimdiki kadar lüks değildi, bir simit ile üç kişi karmızızı doyuruyorduk. Bir şehidimizin cebinden 35 kuruş çıkmıştı bir simit parası. Bunları unutmadık biz......
Diyaloğlar devam ediyor...
Günümüzde Türkiye'yi SSCB'ne KIZIL ÇİN'e uydu yapmak isteyen Marksist zihniyet geçmişte arkadaşlarının mücadelesini ellerine geçirdikleri basın yayın organları ve hatta mecliste bile gündeme getirip: İADE-İ İTİBAR istemekteler. Bunların gayesi bu günkü PKK dan farksızdı.
Oysa ÜLKÜCÜLER!?
Bölücübaşına varana kadar PKK lılara af çıkartan ve hatta dışarı salıverme gayesiyle uğraşan devletin seçilmiş insanları PKK nın mecliste savunulması ve itibar görmesi karşısında BİZİM ÜLKÜCÜ MHP Lİ
MİLLETVEKİLLERİ NE DÜŞÜNMEKTEDİRLER?
MHP ve diğer partilerde sıcacık bürolarında meclis odalarında oturanlar, Eğer ki, ŞEHİT, TAŞ MEDRESELİ, MAĞDUR ÜLKÜCÜLERİN haklarını arayamıyorlarsa bulundukları yerler onlara haramdır. MAĞDUR ŞEHİT ÜLKÜCÜLERİN İADE-İ İTİBARLARINI istemekten korkan ve onları anmaktan korkan ÜLKÜCÜ VE MHP li her kim olursa olsun bundan kaçarlarsa mecliste gündeme getirmezlerse ÜLKÜCÜLÜKTEN asla bahsetmesinler VE yerlerini BELLİ ETSİNLER.
Geçmişi olmayanın geleceği olamaz.
Geçmişte verilen mücadelenin üzerine konup geçmişi unutturmaya çalışanlar ÜLKÜCÜ GECİNEN ÜLKÜCÜ DÜŞMANLARIDIR.
Geçmişte şanlı bir mücadele veren yiğitler bu memleketten makam mevki bir karşılık beklemediler. AMA MAĞDURİYETLİKLERİ HALA DEVAM ETMEKTEDİR.
MUŞTUSU UFUKTA ZAFER NARALARININ.
Saygılarımla
Ahmet AYTAÇ/BELÇİKA
