Zekiye Doğan

Sevgili okurlarım merhaba,

On bir yıllık dairemde oturma odası mobilyalarım ve beyaz eşyalarım haliyle eskidi. Tutumlu harcamalarımla tabii biraz birikimim oldu. Kendimi şımartmak istedim ve Eski Sanayide birkaç mobilya mağazasına gittim. Alacaklarımın hepsini tek bir mağazadan alma fırsatı buldum. Beğendiğim koltuk takımı çift renkti, tek renk istediğimden dolayı siparişlerimin eve teslim tarihi bir hafta sonraya kaldı. Ödemelerimi banka kanalıyla yapmak istedim. Özdoğanlar mağaza sorumlusu kızımız Meltem sorun yapmadı, ön ödememi kartla yaptım. Geri kalan meblağı kendilerine havale yapma sözü vererek oradan ayrıldım!..

Bir gün sonra beyaz eşyalar için Arçelik mağazasına gittim. Klima buzdolabı çamaşır makine bulaşık makinesi modelleri hoşuma gitti ve ihtiyaçlarımı oradan aldım. Ödemeyi yine havale yapmak istediğimi söyledim mağaza görevlisi Mustafa beyde sorun yapmadı. Pazartesi her iki mağazaya havale yapacağım. Aynı gün mağazanın servisi aradı ve pazartesi öğlen 14.00/18.00 arası teslimat yapacaklarını bildirdi!..

Diyarbakırlı yeni yöneticimizin on yaşındaki kızı Nisa Asal 29 Ekim Pazartesi için Türk bayrağı istedi. Etkinliklere katılma tutkumdan dolayı evimde farklı ebatlarda bayraklar bulunur, tabii onun bu özel isteğini geri çevirmedim. Böylece Pazartesi 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı olduğunu öğrenmiş oldum. Mustafa beyi aradım: “Yeni öğrendim, 29 Ekim bankalar kapalı havale yapamayacağım. Serviste aradı Pazartesi beyaz eşyaları teslim edeceklerini bildirdi, bu sorunu nasıl çözeceğiz.” Dedim.

Gayet olgun ve güvenilir bir ses tonuyla: “Hay Allah, inanın unutmuştum siz internet bankacılığı yapmıyor musunuz?” Dedi.

İnternet bankacılığı gençlere özel bir durum, eski yöntemle çalışıyordum. Bu istediğini yapamamanın mahcubiyetiyle: “Mustafa bey, ben yeni sisteme bir türlü alışamadım. Salı güne kadar sizi bekletmek zorundayım. Umarım sizin için bir sorun olmaz, sizi Salı güne kadar bekletmek dışında alternatifim yok. Üstleriniz buna müsaade ederler mi?” Dedim.

Arçelik mağazasının tamamen yabancısıyım ve onlardan ilk kez alış veriş yapıyorum. Beni tanımayan görevli arkadaştan kesin hayır cevabı bekliyorum: “Zekiye hanım, hata bende bu durumdan üstlerim kadar bende sorumluyum. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve bankaların kapalı olduğunu işlem yapmadan önce bilmem gerekiyordu. Size güvenmek dışında başka şansım yok. Ödemeyi Salı günü yapabilirsiniz sorun olmaz.” Dedi.

Çocukluğumdan itibaren yurtdışında yaşamanın ve oradaki alışkanlıklarımın şaşkınlığı içerisindeydim. Hollanda’da çok ya da az herhangi bir mağazadan alış veriş yaptığınızda ödeme yapılmadan ürün teslim edilmiyor. Yüz ifademi göremeyen Mustafa beye: “Ben sizden hayır cevabı bekliyordum. Güveniniz için çok teşekkür ediyorum. İyi niyetinizi ve sizi mahcup etmeyeceğim Salı günü paranız hesabınızda olacak. Ayrıca bu konuda her ikimizde suçluyuz. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını unutmak hoş bir durum değil.” Dedim.

Kimi azı kimi çoğu, kimi varı kimi yoğu, kimi onu kimi bunu, ülkede şikayetin sınırı yok ve ağzı olan konuşuyor. Cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz, şikayetini ettiğimiz her konuda önce kendimizden başlamalıyız. Yaptığı bu tavırla bana güven veren ve güveninin boşa çıkmayacağına inanan Mustafa beye yürekten teşekkür ediyorum. Bilmeden yaptığı hataya karşılık beklemediğim büyük bir fedakarlık yapmıştı ve güven verdiği kadar güven almıştı!..

Eğer size yapılan fedakarlığa, size verilen güvene vefanızı gösteremiyorsanız, vicdanınızı sorgulamaktan kaçmayın. Çünkü bütün sorular ve cevaplar orada saklı. Unutmayın ve unutturmayın, yüreğinizin anahtarı elinizde olduğu müddetçe, menfilerin menfaati gittiğiniz yolla kesişmez. Ülkenin her köşesini hurda yığınına çevirip sonrada şikayet etme lüksüne sahip değiliz!..

Sevgi ve saygılarımla