Merhaba sevgili dostlar.
Eskiden derlerdi ve o dedikleri hala geçerli. Dünyada iki türlü insan var. Yaşamak için yiyen, birde sırf yemek için yaşayan. Bu söze ilave olarak, yaşamak için yemek dahi bulamayanlar da var demek gerek. Bundan çok değil 3 bilemedin 4 sene evveline kadar Afrika`da yaklaşık 3 milyonu çocuk, toplam 17 milyon insanın acil gıdaya ihtiyacı vardı. Şu an bu rakamlar daha da korkunç seviyelere yükseldi. Afrika` ya kıyasla tüm dünyadaki aç insan sayısını bırakın söylemeyi düşünmek bile beni dehşete düşürüyor.
Biricik dünyamız artık bunu kaldıramaz durumda. Nüfus patlaması, aşırı tüketime dayalı ekonomi, ekolojik dengelerin bozulması, tarım alanlarının azalması, Ozon tabakasının delinmesi, global ısınma ve kuraklık, hırs, eşitsizlik, adaletsizlik, acımasızlık, politik entrikalar ve benzeri tüm felaketler ve pislikler.
Bütün bu saydıklarım ve saymakla bitmeyen vahametler, zekamızla övündüğümüz biz insanların marifetleri, biz insanların utancı. Lakin şimdiki konumuz. artık hiç bir yediğimiz şeyin eski saflığında olmayışı. Bizler için mukaddes (kutsal) olan, sofralarımızdan asla eksik etmediğimiz, öpüp başımıza koyduğumuz ekmeğin bile saflığı tartışılır.
Ancak kendi yaptığımız yada yetiştirdiğimiz ünlerin saflığına ve temizliğine güvenebiliriz. Öyle olsa dahi, dışarıdan alacağımız maddelerde son derece dikkatli davranmamız gerek.
Yediğimiz içtiğimiz ürünlerin içeriğine hangimiz yada kaçımız bakar? Kaçımız baksa bile, ciddi ciddi, hangi katkı maddesinin içeriğini inceler? Yada, ürünün içindeki katkı maddelerini görünce, alışkanlıklarından sıyrılır ve başka alternatif ürünlere yönelir?
Süpermarketlerde veya lokal semt dükkanlarından aldığınız tüm ürünleri bir yana bırakıp ekmek üzerine yoğunlaşalım.
Ekmeğe konulan bir sürü katkı maddelerinin sebepleri:
* Hamurun asidini artırmak.
* Bayatlamasını geciktirmek.
* Ekmek hatalarını ve hastalıklarını düzeltmek.
* Su kaldırma oranını yükseltmek.
* Hacim artışı sağlamak.
* Un rekoltesini yükseltmek.
Yani bunları, bu saydıklarımı iyi düşünecek olursak bize gelen ekmeğin saflığı, verdiğimiz ücretin gıda olarak gerçek karşılığını alıp almadığımız açığa çıkar. Bu ekmeğin tezgaha gelene kadar satış için yapılan, doğruluğu etik olup olmadığı tartışılır, göz ardı edilen yada ettirilen ticari yöntemler.
Birde elbette bunun ahlaki ve sağlık yönü var.
İşte bilmeden yediklerimiz, bilerek yedirildiklerimiz.
E 170 Kalsiyum Karbonat - Hem renklendirici, hem de mineral tuz iki türlü elde edilir. Kaya minerali yada kemikten elde edilir. Kemikten elde edilmesi ihtimali bu katkı maddesini oldukça şüpheli hale getirir. Yüksek dozlarda, ehli olmayanlar tarafından kullanılırsa, ekmeğin malzemesinde katılırsa, zehirlidir. Safra, böbrek taşı, hemoroid, kabızlık ve fistül kanamalarına sebebiyet verir.(Bilinir ama söylenmez.)
E 471-E477 Mono – Homojenleştirici. Bitkisel veya hayvansal kökenli olabilir. Hayvani kökenli olan şüphelidir. Hangi hayvandan alındığı belli olmayabilir. Belli olsa da …
(Bilinir ama söylenmez.)
E 280 Propiyonik Asit – Koruyucu olarak kullanılır. Doğal olarak mayalanmış gıdalarda, insan terinde ve geviş getiren hayvanların sindirim organlarında, mayalanmış kağıt hamurunda bulunur.
Çürümüş lif bakterisinden elde edilir. Ekmek ve diğer unlu mamüllerde kullanılır. Kimi zaman migren ağrılarına sebeb olur.
(Bilinir ama söylenmez.)
E 420 Sorbitol – Kıvam artırıcı, tadlandırıcı, nem tutucu olarak kullanılır. Etli zarlı, kabuksuz meyvelerden veya sentetik olarak glikozdan elde edilir. Gıda, ilaç ve kozmetikte de kullanılır. (Çocuk gıdalarında kullanilması yasaktır.) Lakin çocuklara satilan bir sürü sözde değişik damak tadında, tadlandırıcılı meşrubatlar sakızlar, muhtelif unlu mamullerle dolu her yer. Kim bakar?
E 422 Gliserin – Bu madde de kıvam artırıcı, tadlandırıcı, nem tutucu olarak kullanılır. Yağlı renksiz alkol. Hayvansal ve bitkisel yağların alkalilerle ayrıştırılması sonucu elde edilir.
Bunun şüpeliliğinden konuşmamız bile gereksiz. Büyük oranda başağrıları, susuzluk, bulantı ve yüksek kan şekerine sebeb olur. (Bilinir ama söylenmez.)
E 920 Sistain – Un işleme ajanı. Insan saçı başta olmak üzere,domuz kılı, tavuk tüyünden elde edilir. Şüpeliliği tartışılırmı? (Bilinir ama söylenmez.)
E 924 Potasyum Bromat – Un işleme ajanı. Bulantı, kusma, isal ve sancılara sebeb olur. (Bilinir ama söylenmez.)
E 92_ Benzoil Peroksit– Unu beyazlatmak için kullanılır. Alarjik durumları ve geçmişleri olanlar sakınmalıdır. (Bilinir ama söylenmez.)
Esasında hepimizin sakınması gerekir. Migrenden alarjiye ve hatta kansere kadar uzanan bir sürü hastalıklara davet çıkarır bu katkı maddeleri. Izin verilir. Kullandırılır, tükettirilir. Bu maddeler piyasada bu isimlerle değil ticari isimlerle satılır.(Bilinir ama söylenmez.)
Eğer ekmek aldığımız fırınlarda yada ekmekleri çıkaran işletmelerde bu kattkı maddelerini hamura atacak eleman eğitimsiz, işinin ehli değilse, ihmal ve denetimsizlik söz konusuysa, birde hijyen olmayan ortamlarysa, tehlike dahada büyüktür. Açıkta satılan, ambalajsız ekmeklerde içinde ne olduğu hiç kontrol edilemez. Bunları alarak kendimizi ve sevdiklerimizi resmen tehlikeye riske atmaktayız.
Ambalajli ekmeklerde de ambalajda ürünün imalat tarihi son kullanma tarihi ve içindeki maddeler açıkca yazmalıdır. Bakarak alınmalıdır.
Ekmek seçiminde beyaz ekmeğin yerine kepkli ekmeği tercih etmeliyiz. Çünkü buğday, sağlık açısından yararlı olan B2 ve B6 vitaminleri, niyasin, folik asit, demir ve çinko içerir.
Bu maddelerin en çok yoğunlaştığı kısım buğdayın dış kabuğunun altıdır. Malesef un yapımında bu kabuk ayrıştırılır. Unun besin değeri oldukca azalır. Kepek ekmek bu bakımdan beyaz ekmekten daha sağlıklıdır.
Ürünlerin içerisine katkı maddeleri koyanların, koyduranların ahlakı tartışıla dursun, bilmeden yediklerimiz, bizleri ve nasiplensinler diye önlerine bu ürünlerden koyduğumuz sevgili çocuklarımız ve sevdiklerimizi nasıl etkiler? Herkez helaliyle kazansın ve helaliyle rısklansın.
Yüreklerinizdeki sevgi, merhamet, şuurlarınızdaki, ışık, yüzünüzdeki tebessüm, yaşama ve yaşatma azminiz daim olsun.
Sevgiyle kalın. Esen kalın.
Tema Hollanda Vakfı
Proje koordinatoru-Eğitmen
Hüseyin Kızılca
Doğa dostu.