Merhaba sevgili okurlar,
 
Son zamanlarda yaşanan üzücü olaylar bizleri hayli yıprattı. Bu şiddet olaylarıyla nereye varacaklarını sanıyorlar.  Şu üç günlük dünyada insan gibi yaşamak varken, neyi hedeflediği tam belli olmayan sapık bir düşüncenin arkasına takılarak bu güzel ülkede insanları karamsarlığa itmeye kimin hakkı olabilir ki?


Ben buradan rkçı saldırılarda hayatlarını kaybedenlere Allah'dan rahmet diliyorum.  Ve ayrıca bu tür saldırılara maruz kalmış Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımıza sabırlı olmalarını ve oyuna gelmemelerini rica ediyorum.
 
Irkçı saldırıları yapanların ve onları bu düşüncelerle dolduranların hedefleri belli. Onlar bazı kışkırtma metodları ile bir iç çatışma ortamı yaratmak istiyorlar. Bunları iyi bilelim ve sakin olalım.
 
Elbette ki, protesto niteliğinde yürüyüşlerimizi yapacağız. Kendimizi ezdirmeyeceğiz. Dayanışma içersinde olacağız. Fakat tüm bunlar belli bir seviye içersinde olmalı.

Son bir ay içersinde yaşananlar çok iyi irdelenmelidir. Bilhassa yabancı ülkelerden gelen insanları ülkede oluşan güvensizlik ortamının kaynağı olarak görenlerin bu olaylardan öğreneceği çok şey var. Örneğin bir mp3 dinleme cihazı için öldürülen şahsın arkasından gözler daha çok Müslümanlara çevrilmişti. Belçika basını ise bu yönde yayınlar yapmıştı. Neyse ki, gerçek ortaya çıktı ve Adalet yerini buldu.
 
Fakat yapılan yanlışları bir kenara yazdık. Umarız her olaya ön yargılı yaklaşanlar kendilerine bakıp bir öz eleştiri yaparlar.
 
Bir çoğumuzun çocukları burada doğdu. Bu ülkede yaşadık, çalıştık ürettik. Hiç kimse bizi kendinden daha az hak hukuk sahibi olarak göremez. Bizlerin istediği tek şey bu ülkede insanca ve eşit bir şekilde birlikte yaşamaktır.

Bizler bu ülkede yaşadığımız sürece daha bu olaylara benzer çok şey yaşayabiliriz. Ama yılmak yok. Her şartta hakkımızı savunmak zorundayız.


Saygılarımla