Türk toplumu olarak dünyanın neresinde ve hangi ülkesinde olursak olalım içine kapanık olarak yaşamayı tercih eden bir toplumuz. Bunun birçok nedeni olabilir ama benim belirlemiş olduğum en önemli nedeni ise dini, kültürel, sosyal hayatlarında asimile olma korkusu. Yani Belçikalıların çok içinde olduklarında kendi değerlerini kaybetme korkusu diyebiliriz.
Belçika’nın her bölgesinde biz Türklerin sahiplenmiş olduğu belirli yerleşim yerleri vardır. Örneğin Schaarbeek, Beringen mijn, Watershei daha örnekleri çoğaltabiliriz. Bu yerleşim yerlerinde biz Türkleri temsilen spor kulüpleri, Dernekler, Kültür evleri ve çeşitli siyasi ve ideolojik kuruluşlar bulunmaktadır. Bu kuruluşların yönetimini oluşturan insanlar da kendi bölgelerinde kendi kuruluşları adına hizmet etmek istemektedirler. Bu insanları da şahsım adına tebrik ediyorum, medeni cesaret gösterip bir çıkar beklemeden topluma hizmet ana amaçları olduğu için.
Çok kolay olmayan ama sorumluluk almayan insanlar tarafında da sürekli eleştirilen bir konumda bulunmaktadırlar.Bende bu çalışmaların içerisinde olduğum için bu durumları çok iyi biliyorum. Toplumun taşıyıcısı olursun her şey senden beklenir yoruldum dediğin zaman insanlar anlamak istemez ve benzeri zorluklar yaşanır.
Şimdi gelelim aynanın öbür yüzüne,
Topluma hizmet içeren her alanda yönetici kimliğini taşımak isteyen insanlar aynada kendilerine iyi bakmaları gerekmektedir. Yani yönetme ,fikir üretme,sorunlar karşısında tavır ve çözüm yollarını arayabilme anlamında yeterince bilgi ve birikime sahip olmaları gerekmektedir. Yönetici kimliğinin altında ezilen insanların bu görevlere talip olmamalıdır diye düşünmüyorum. Belçika geneline baktığımızda çok örnek var bulundukları konumların altında ezilen yönetici konumunda olan insan.Ben bu noktada şunu açık bir şekilde söylüyorum.
İnsanlar toplumu yönetip yönlendirmeye aday olduklarında kendilerini çok iyi tartmalılar,bunu biraz daha açacak olursak kendilerine şunu sormalılar ben YÖNETİCİ olabilirmiyim?. Çevresinde birikimli insanlara sorsunlar, aile bireylerine sorsunlar,birilerinin itimi ile pat diye yönetici olunmaması gerekir, olunduğu takdirde olur olmaz yerlerde acınacak duruma düşerler. Bu konumlara düşen insanlara çok acıyor ve üzülüyorum. Bu şekilde ve konumda olan insanlar görevini layıkı ile yapan insanlar da gölge düşürüyorlar.
Bu konuda her alanda topluma hizmet eden kuruluşların birikim sahibi yöneticilerine de sesleniyorum yöneticileri seçerken belirli çizgiler göz önünde bulundurulmalıdır. "Yani iş yapacağım derken göz çıkaran" kişiler topluma hizmet alanında ve temsil alanında bulunmamalıdır. İşte bilmem şu başkan çok iyi niyetli ama .....işte şu yönetici iyi niyetli ama ...... bunları geride bırakmanın zamanı geldi diye düşüyorum.
Kısacası Toplumu temsile ve yönetmeye aday olan insanlar kendilerini çok iyi tartmalılar, bir bilene danışmalılar. Kurumlarına yönetici arayan deneyimli idareciler de o insanı enine boyuna masaya yatırmalıdır.
"Anlayana sivri sinek saz,anlamayana davul zurna az."