Dediler ki Yusufiyeli Cengiz şehit olmuş, kurşunlara kurban gitmiş vuslata ermiş.
Elim kolum çözüldü, hani şu gözlerinin içi gülen, her hareketinde samimiyet olan Baba Yusufiyeli Cengiz Akyıldız mı?
12 Eylül’ün düzmece oyunlarıyla 11 sene zindanlarda kalıp çile dolduran her türlü işkencenin yok edemediği Yusuf yüzlü Cengiz abi mi?
Hani nice idamlardan yargılanıp bir türlü vuslata eremeyen Cengiz abi mi?
****
Suçu Allah rızası için Türk’ü sevmekti ve ona hizmet etmekten başka bir gayesi yoktu onun. Hem 12 Eylül öncesi hayatı çile ile dolu geçmiş, hem 12 Eylül sonrası bir ömür zindanlarda çile ile geçmişti.
Dışarı çıktığında kaldığı yerden devam etmişti mücadeleye. Zorluklar içinde günü kurtarayım derdine düşmemiş, varsa da yoksa da Allah davasına devam demişti.
Yiğit diye gözümüzde büyüttüğümüz bazıları gibi kendisini pazara çıkarmamıştı. Satmamıştı milletini, davasını,ülküsünü. Satıp sırt çevirmemişti Başbuğ Türkeş’e. O ne eskimişti, ne de bağımsızlaşmıştı. O ülkü devi olarak mücadele etmiş, ülkü devi gibi de Allah ona vuslatı nasip etmişti.
****
Dört kolla sarılmıştı ülküye. Sevdiklerini birer kutsal emanet sayarak ölümüne bile onları kollamaya hazırdı.
Yusufiyeli deyip kendine pirim yaptırmak için hiç bir girişimi olmamıştı. Hem Yusufiyeli, hem de Yusuf yüzlü Cengiz’di bu giden. Lafın kısası gerçek Baba Yusufiyeli Cengiz bu idi. Yusuf da Cengiz de ona çok yakışmıştı.
Belki de 12 Eylül öncesi ve zindanlarda şehit olmak için çok istemişti ama, nasip olmamıştı.
Yusufluğun, Cengizliğin yanında bir şehit ünvanı eksikti, onu da aldı gitti.
****
Görmek isteyen olmadı şehitliğini. Saatlerce yapılan yayınlarda altyazı olarak bile geçmedi. Gerçi ne göreceklerdi ki; o ne yeter ki Devlet feda edilsin Bilal’e birşey olmasınlardandı, ne de gayri milli unsurları çağrıştıranlardandı. Onların gayesi sadece hırsızı savunmak mücadelesi, neden göstersinler Cengiz abimi ki?
O Yusuf yüzlü idi, o Cengiz’di, o bir ülkücüydü; yani Türk oğlu Türk’tü. O ülkücülüğü kendine görev kabul ettiği günden beri kınalı kuzu olarak hayat sürmeye başlamıştı. O kınasını Töre’ye göre yakmıştı.
O dönülmeyecek bir yola çıkmıştı.
****
Sevinsin şimdi BOP’çular, eş başkanlar, açılımcılar, çözümcüler. Sevinsin Türk’ü yok sayan ona düşman olanlar. Ve sevinsin müslüman görünüp din tüccarlığı yapanlar. Bir yerlerine kına yaksın eski yaftasını kendine layık görenler.
****
Gitti Cengiz abim, gitti gerçek alperen derviş! O vuslata erdi, bizler ise yasa büründük.
Körlenen vicdanların moda olduğu bir dönemde yine biz ağladık ona.
Yasin okurken gözler çeşme gibi akıyor, secdeye giderken bir daha şükrediyor, dualarda elleri açıp “Allahım biz ondan razıydık, sende razı ol” diye yalvarıyoruz.
Ağlıyoruz her zaman olduğu gibi namertler sevinmesin diye gözyaşlarımızı içimize dökerek. Ve ağlıyoruz Yusuf yüzlü Cengiz gitti diye.
Ve ağlıyoruz o vuslata erdi biz ise yine kaldık buralarda diye.
****
Bende geride kalan “İstanbul’a geldiğinde mutlaka görüşelim” sözleri ve burada telefon numaram yazıyor diye vermiş olduğu kartı.
Birde bende kalan Ruhi Kılıçkıran ile başlayan şehitlerin şimdilik son ismi.
Demek Yusufiyeli Cengiz şehit olmuş, vuslata ermiş ha?
Murat Gedik, 26 Ocak 2014
E-posta: muratgedik@muratgedik.nl