Ömer Yumlu Yazdı.
Bir yıl daha bitti bitiyor, şunun şurasında 2016 yılının bitmesine sayılı günler kaldı. Herkes yaptığı işle alakalı muhasebesini tutmaya başladı gibi. Bir yıl boyunca neler yaptığını sorguluyor olsa gerek insanlar. Bizlerde malumunuz kendi alanımız olan iktisadi konularda 2016 yılını bir göz atalım.
2016 yılı klasik düşüncelerin aksine yani böyle gelmiş böyle gider yaklaşımının sık sık şoklara uğradığı bir dönem oldu. Siyası açıdan Brexit, Trump’un başkanlığı ve İtalya referandumu bu konuda en net örnekler olarak verilebilir. Elbette bu gelişmelerin temelinde pek çok dinamik bulunuyor ve bunlardan bir tanesi de ekonomi. 2008 krizi sonrasında ABD ve İngiltere gibi ekonomik göstergeleri krizden çıkışa ve hatta sağlıklı bir büyümeye işaret eden ekonomilerde bile geniş halk kriterlerinin hayat standartlarının belirgin bir şekilde yükselmediğini gördük. Şirket karlarının gayri safi milli hasıladan aldığı paylar rekor seviyelerde dolaşmaya devam ederken ücretlerin aldığı pay düşük enflasyon sayesinde tarihi dibinden yeni yeni yükselmeye başladı. Ve seçmenler bu durumun hesabını iktidarda bulunan partilere kesti.
Ekonomik açıdan baktığımızda 2016 yılına Çin odaklı bir sorunla girdik. Bugün itibarı ile durum değişmiş olsa da 2015 ve 2016 başında Çin ekonomisinin sağlıklı bir yapıda olduğunu ve Yuan’ın stabil bir seyir izleyeceği düşüncesi hakimdi. Ancak sene başında gördüğümüz hızlı çözülme ile görüntü değişti. Yuan hareketi FED’in de çok daha temkinli durmasına neden oldu. Ardından Brexit ve Trump belirsizliği ile 4 faiz artışı beklentisi ile başladığımız 2016 sadece 1 artışla tamamlandı. Bu piyasalarda olumlu bir gelişme görünse de dünya ekonomisinin yüzde 25’ini oluşturan ABD’nin 7 yıl sonra sadece 2 kez faiz artırabilmiş olması ne kadar kırılgan bir yapı içinde olduğumuzu gösteriyor.
Petrol fiyatlarına gelince, yıl genelinde düşen petrol fiyatları ve OPEC ülkelerinin yıl boyu kendi aralarında bir türlü üretim kısıtlaması konusunda anlaşmazlıkları nihayet bir manevra ile piyasaları şaşırtmayı başardı. Özellikle Sudi Arabistan mali durumunu takip edenler ve Aramco başta olmak üzere attığı adımları izleyenler bir OPEC anlaşmasının kaçınılmaz olduğunu görmüş olsa da petrol fiyatları böyle bir anlaşmayı fiyatlamış değildi. Bu anlaşma kısa vadeli olarak bazı sorunların üstünü örtse de uzun vadede petrol fiyatlarındaki gerilemeyi durdurmayı başaramayacaktır.
Ve sene sonuna geldiğimizde ABD başkanlık seçimi gündemi oluşturan en önemli gelişmeydi.
Trump’ın ekonomiyi canlandırma programı özel sektörün önünü açarak yatırımları ve üretimi artırmayı hedefliyor. Bu amaçla kurumlar vergisi ve gelir vergisi oranlarının düşürülmesi, her alanda devlet müdahalesinin en aza indirilmesi ve altyapı yatırımlarıyla kamu harcamalarının artırılması hedefleniyor. Ayrıca sanayinin korumacı önlemlerle desteklenmesi öngörülüyor. Yeni hükümetin Obama dönemine oranla çok daha agresif bir ekonomi politikası güdeceği kesin. Bunu da 2017 yılında göreceğiz.
Yeni yılın sizlere sağlık, sıhhat ve başarılar dolu bir yıl olmasını diler, dünyada barış, huzur ve sükunetin yer aldığı bir 2017 geçirilmesini temenni ederim.
Ömer YUMLU
Financial-Economist