1967. Ilık bir Temmuz akşamı. Zayıf, ufak defek adamın sokak lambalarından oluşan gölgesi titreyerek vuruyordu kaldırımlara. Perişandı.
Artık alkol ve sigara yasaklanmıştı. İkisini de terk etmek istmiyordu. Cebine saklamış olduğu sigarayı boyalı parmaklarının arasına sıkıştırıp yaktı.
Hayata okkalı bir küfür savurarak derin bir nefes çekti. Canı alkol içmek istiyordu. ‘ Bir bardakçık’ diye düşündü. Yok. Hiç parası yoktu. Yaptığı resimler satılmıyordu.
Kolunun altında Picasso ile değiş tokuş ettiği tablo vardı. Birden heyecanlandı. ‘Bunu verebilirim’ diye düşündü. Bunu düşünmesiyle yüzüne aynı anda bir acı hakim oldmuştu. Heyecanı üzüntüye ve suçluluk duygusuna dönüşmüştü.
Çaresiz olduğunun da farkındaydı fakat bunu yapacağını biliyordu. Ayakları onu en yakında bulunan bar’a doğru sürükledi.
İşte bardaydı. Adama teklifini elleri titreyerek yaptığında adam dönüp barda oturanlara resmi göstermiş ve bir bardak karşılığında bu eserin kendisinin olacağını gülerek haykırmıştı.
Bir şişe kırmızı şarabı uzatırken barmen şöyle demişti ‘bu bir bardaktan fazlası eder dostum. Al bakalım şu şişeyi afıyetle iç’. Ressam şişeyi ve boş bardağı kapıp loş bir masaya adeta sığınarak ard arda içmişti.
Gidecek bir evi ve kimsesi yoktu. Yine sık sık kaldığı kimsesizler evine dönmek zorundaydı.
Kapıyı açan hasta bakıcı onu içmiş bir halde görünce öfkelendi. Ters ters baktıktan sonra salona aldı. Ressam bir süre sonra odasına çıkmıştı. Son gecesi olduğunun farkında mıydı?
İçinde bir huzur vardı. Hayat ona çok acımasız davranmıştı. O ise hayatın yükünden kurtulmak için, her şeyi unutmak için alkole sığınmıştı.
İşte artık son uykusunda kuşlar kadar özgürdü. Varsın o öldükten sonra eserlerine baha biçemesinler, en ünlü müzelerde baş eser değerinde saklansın, en zenginin gözünden sakınanı olsun. Ona ne?
O şimdi derin uykusunda. Unutmak istediği her şeyi arkasında bırakarak gitti. Hayat ona gülmedi ve o hayatı elinin tersiyle savurdu. Hayata bir ders verircesine tuallerine neşeli , gülen yüzler yansıttı. Adeta büyük bir kahhaka atarak dünyayı terk etmişti.
Sevim Ünal
07-11-2013