Yazan:Sevim Ünal
Tahmin edeceğiniz gibi ben ebru sanatçısı değilim. Alanım resim. Amacım ise sanatın her dalına dair araştırmalar yaparak bilgi oluşturmak ve o bilgiyi yazıya döküp, siz okurlara ulaştırmaktır.
Neden mi yapıyorum bunu?
Bana göre, sanatçı olmak sorumluluk ister. Sanatçı olmakla bitmez sanatı sevdirmek. Yazabiliyorsan, sorunsal olanı yazmalı ve okunmasını sağlamalısın, çizebiliyorsan aynı sorumluluk duygusuyla çizmelisin ve görülmesini sağlamalısın, konuşma kabiliyetine sahipsen doğru konuları dinleyicilerine aktarmalısın, eleştirme kabiliyetine sahipsen, karşı tarafın gelişmesinde eleştirilerinle yararldı olacağın için eleştirmelisin. Sanatçı olduğunuz kadar, sanattan ve bulunduğunuz toplumdan da sorumlusunuzdur. Kendinizden başka kimseye bir faydanız dokunmuyorsa o halde eksiksinizdir. Bana ve bir çoğuna göre sanatçı, yazar,eleştirmen mesleğiniz veya yeteneğiniz her nesye icra etmiyor,yararlı olamıyorsanız o itibara layık değilsinizdir.
Üretiklerinizi paylaştığınız sürece varsınızdır. Paylaştıklarınız yararlı olduğu sürece oluşursunuz.
Gelelim bu seferki yazı konumun okunma ihtimaline.
Bu yazımda, Ebru sanatıyla ilgili belkide her yerde bulabileceğiniz bilgileri vermektir amacım. Her yerde bulunabilen bilgiler diyorum fakat bu bilgiler merak edilip aranmadığı, okunmadığı zaman her yerde bulunamayan bilgilere dönüşürler.
Varsayalım bir cafede, bir arkadaşınızı beklerken, bir yolculukta vs... elinize dergimiz geçti veya internetten açtınız online gazetemizi gözünüze bu yazı ilişti. Okumak için zamanınız da var. Yazıyı okudunuz. Dağarcığınıza sizinle hiç ilgisi olmayan bir konuda epey bilgi yerleşti. Veya o güne kadar hep merak ettiğiniz fakat bir türlü araştırmaya fırsat bulamadığınız konu olan ebru ile ilgili tam da aradığınız bilgilerle karşılaştınız ve tam da o yüzden bir çırpıda okudunuz. Bilgiler yazı yoluyla dağarcığınıza yerleşiverdi. Ne demişler ‘öğrenmek ayıp değildir bilmemek ayıptır’. Bu konudaki ayıbınızı gidermiş olmadınız mı böylece? (!)
Her yerde veya hiç bir yerde karşılaştığımız(madığımız) bilgiler şöyledir.
Bilinen o ki, bu sanat, kağıdın var olmasıyla eş anlamda tarihte gelişerek oluşmuştur. 10. Yüzyılda Çinli bürokrat Su Yijian (MS 957-995) Fırça, mürekkep, mürekkep taşı ve desenli kağıdı Wen Fang Si Pu (Çalışmanın dört hazinesi) olarak kaydetmiştir.
EBRU. Farsça karşılığı KAŞ anlamındadır. Ebru sanatının ne zaman ve hangi ülkede ortaya çıtığı tam olarak bilinmemekle beraber tahminlere dayanılarak bu sanatın uzak doğu ülkelerine özgü bir süsleme sanatı olduğu düşünülmektedir. Bazı İran kaynaklarında Hindistan’da ortaya çıktığı yazılıdır. Bazı kaynaklara göre de Türkistan’daki Buhara kentinde doğmuştur ve İran yoluyla Osmanlılar’a geçmiştir.
Osmanlı döneminde başlıbaşına bir sanat ve iş kolu olan ebruculuk, 20. Yüzyıl başlarına gelindiğinde unutulma noktasına gelmiştir. Ebru sanatına ‘çiçekli ebru’yu’ geliştiren büyük sanatçı Necmeddin Okyay sayesinde olmuştur. Okyay’dan sonraki büyük merhale Mustafa Düzgünman’dır.
1. Foto:Necmeddin Okyay 2. Foto:Mustafa Düzgünman
Ebru geven otunun özsuyundan elde edilen kitre veya deniz kadayıfı bitkisi (kerajin) ile kıvamı arttırılmış suyun üzerine, içine öd katılarak suyun dibine çökmeyecek hale getirilişi, boyaların serpilmesi ve su yüzeyinde meydana gelen şeklillerin olduğu gibi ya da biz adı verilen metal uçlu bir aletle müdahale edilerek bir kağıda geçirlimesi yoluyla yapılır.
Ebru için elinizde bulunması gereken malzemeler şunlardır.
Ebru sanatını öğrenmek için bir adet öğretmen.
Kitre, su,kağıt, boya, Öd, fırça, tekne. Bunlarla ilgili detaylı bilgi aşağıda verilmiştir. Size tavsiyem bu sanatı ve her sanatı öğrenmek için erbabına danışın ve ders almaya çalışın.
1. Kitre: Anadolu, İran ve Türkistan dağlarında kendiliğinden yetişen “geven” adı verilen dikensi bir bitkinin gövdesinden elde edilir. Yaz aylarında çizilen dallarından akan süt daha sonra kurur ve kemik rengimsi beyaz parçacıklar halinde toplanır. Sertliği olmayan su içinde iki gün bekletilir. İyice eriyen kitre bez torbalardan süzülüp tekneye alınır. Ayran kıvamında olmalıdır.
2. Su: Sertliği olmayan su tercih edilmelidir. Damıtılmış su en idealidir.
3. Kağıt: İdeal kağıt, el ile yapılan ve emici özelliği fazla olan asitsiz kağıttır. Zor bulunması ve pahalı oluşundan dolayı parlak veya laklı yüzeyi olmayan herhangi bir kağıt da rahatlıkla kullanılabilir.
4. Boya: Geleneksel yöntemde “Toprak Boya” diye adlandırılan doğadaki metal oksitlerden elde edilen boyalar kullanılmaktadır.
5. Öd: Ebru yapımında kullanılan en önemli malzemedir. Ebru yapan kişinin ödü ve yaptığı işi çok iyi anlaması gerekir. Aynı rengin değişik tonlarının ve değişik büyüklükteki lekelerin elde edilmesi yine öd sayesinde gerçekleşir. Öd, boyanın suyun üzerinde açılmasını sağlar. Aksi takdirde boyalar dibe çöker. Ayrıca renklerin birbirine karışmasını engeller. Boyanın kağıda yapışmasına yardımcı olur.
6. Fırça: Ortası boş kalacak biçimde gül dalına sarılmış at kılından yapılmış fırçalar kullanılmaktadır. Değişik kalınlıktaki ve uzunlukta fırçaların kullanılması ile, istenilen ölçüde tekneye boya koymak ve boyaları kontrol etmek mümkün olur.
7. Tekne:Ebru yapılacak olan kağıt boyundan bir kaç santimetre daha büyük (kağıt ıslanınca şiştiği için bu gerekli), tahta veya herhangi bir metalden yapılmış 4 – 6 cm derinliğinde kaplar kullanılır.
Battal Ebru :
Bilinen en eski ebru çeşididir. Ebru yapmaya battal ile başlanır. Boyalar teknenin üzerine serpilir ve hiç bir uygulama yapmadan kağıda alınır. Battal Ebru’nun kendi içinde, farklı yöntem kullanımından kaynaklanan çeşitleri vardır: Az veya tek renk ile yapılan Zemin Battal, Mustafa Düzgünman’ın geliştirdiği bir ebru tarzı olan ve içinde milimetrik desenler bulunan Tarzı Kadim, sarı-lacivert lahor kullanılarak yapılan Ethem Efendi Battalı, çam terebenti katılmış boya serpilerek yapılan Neftli Battal, zemine zıt renklerde serpmeler yapılarak oluşturulan Serpmeli Battal, ödü daha fazla ikinci rengin birinci rengi sıkıştırarak, damarlı mermer görünümünde ortaya çıkan Somaki Battal gibi.
Çift Baskılı Ebru :
Ebrulanmış kağıtlara kuruduktan sonra tekrar yeni bir desenle ebru yapmak mümkündür. Gerektiğinde ikiden fazla desen de aynı kağıda alınabilir.
Akkase Ebru :
Aynı zemin üzerine birden fazla ebru baskısı yaparak yazı ve desen birlikteliği şeklinde elde edilen ebru çeşididir. Önce yazı, arap zamkı ile hazırlanmış sıvı ve şeffaf mürekkeple hafif ebru üzerine fırçayla sürülerek veya kamış kalem ile yazılır. Kuruduktan sonra daha koyu veya yoğun bir desen aynı kağıda tatbik edildiğinde, arap zamkı olan yerler boyayı almayacağından yazı veya desen gözükür. Ayrıca arap zamkı yerine koyu kitre, silikon, çeşitli şeffaf sonuç veren yapıştıcılar da kullanılabilir.
Kaynak. http://www.eskikitaplarim.com/showthread.php?p=87443