Yazan Sevim Ünal
Göç. Bir topraktan koparılmış fidan misali. Ufacık bir dal gibi dikilmektir uzak, yabancı toprağa. Toprak anadır. Sarıp sarmalar yeni geleni. Doğa harekete geçer. Yazın sıcağı, sonbaharın hüznü, kışın sert sesi, ilkbaharın tatlı mırıltıları besler onu. Minik yeşil yapraklar açar. Zaman geçer boy da verir, kök salar derinlere, gövde olur. Koca bir ağaçtır artık. İlk meyveleri dallarındadır. Dallarda olanlar toprağa kabullenişin delilleridir. İlk neslin ana rahminde gelişip güçlenerek meyveye dönmesidir.
Göçtür olgunlaşan. Kendi toprağından kopan bir fidanın verdiği mücadeledir.
Olgunluğuna vardığında göç; sunmaya hazır olduğu şey kimliktir. Kimlik dedik. Bir başka ülkeye taşıdığımız kimliğimizin tanınıp, gelişmesi, güçlenmesidir olan şey. Birinci nesil’in attığı temel, ikinci nesil’in doğuşu, üçüncü neslin olgunlaşması. Yavaş yavaş, adım adım oluştu. Önce gönüller bir bütüne büründü uzak kapılarda. Düşüncelerdeydi sıra. Düşüncelerimiz renkga renkti. Nar misali. İşte bir olduk, bin olduk, binlercemiz tek ruh olduk.
Uzak topraklardayız. Sazımızda memleket hasreti, türküler çalınır, resimlerimiz bir varoluşumuzu bir yok oluşumuzu anlatır, belgesellerimizde bizi, göçümüzü anlatırız.
Daha çok ufacığız, elimizden sıkı sıkı tutulmuştur, babamızın elinde ise valiz. Hayal meyaldir artık anılarımız.
Filmlerimiz çelişkilerimizi anlatır, gözyaşlarımızı en yakın şahidi olur. Fotoğraflar da iki elimizin arasındadır başımız, gözlerimiz bir yerlere hasretle bakar. Bir gitmeyi düşleriz bir kalmayı düşünürüz. Danslarımız oryantal fakat bir hüznü anlatır bedenlerimiz. Fabrika işçileri, kablo döşeyenler, maden işçileri, fabrika işçileri oluruz. 50 yıl nasıl geçer? Aynalar susar, saçlarımızda kırlar ve yeni bir nesil yetişir.
Öğretmen, avukat, doktor, danışman, işveren, mimar, memur, yazar, ressam, heykeltıraş, yönetmen, artist, sanatçı ve daha nice kimlikler oluşur. Dernekler açılır, federasyonlar kurulur, kuruluşlar çoğalır ve bir göç’ün oluşturduğu biz oluruz. Diğer renklerle bütünleşiriz, binlerce renk oluruz.
Hızla gelişip, büyüyen üçüncü neslin heyecanıyla çoğalıyoruz. ‘Birlikten güç doğar’ demiş Atalarımız. Bir olup uzaktaki memleketimizin içinde tek ruh yaşayalım düşüncesi sarıyor usumuzu. Uzaktaki memleket ise en yakınımızda olan, üstünde yaşadığımız topraktır.
Tek dil’iz. Sesimiz renga renk çıkıyor. Kapılarımızı her renkten seslere açık bırakarak ilerliyoruz. Türkülerimizle, şarkılarımızla, halaylarımızla, ağıtlarımızla, düğünlerimizle, derneklerimizle hep var olacağız. Anlatacağız, dinleyeceğiz, biz dinleyeceğiz ve biz üreteceğiz. Dünya tüm kültürlerle güzel, biz başka bir kültür olarak güzeliz.
29-01-2014
Anvers