Haberin yayım tarihi
2010-09-08
Haberin bulunduğu kategoriler

Laeken komplosu gerçek mi ?

Belçika Kraliyet Sarayı N-VA'yı tecrit ettirmeye çabalamış. Fakat bu rivayeti ilgililer yalanlıyor.


"Komplo" oldu mu? Günlük Flaman ekonomi gazetesi "De Tijd"in Perşembe günü aktardığı rivayete göre, Kraliyet Sarayı ve Belçika'nın "egemenleri" ortak bir girişim sergileyerek Flaman Hristiyan Demokrat partisi CD&V'nin tutumunu etkileyerek yürütülmekte olan toplumlararası müzakerelerde Flaman milliyetçisi N-VA partisini tecrit etmeye teşebbüs etmişler, ama bunda başarılı olamamışlar.


Geçen Pazar akşamı, başmüzakereci Elio Di Rupo Laeken'deki Kraliyet Şatosuna gerçekten  görevini bırakmak niyetiyle gitmiş. Başmüzakerecinin yakın çevresi bu konuda kesin konuşuyor : "Bizim için iş bu Pazar akşamı bitmişti" diyor, başka birşey demiyorlar. İyi tamam da, Sosyalist Parti başkanı üç saat sonra Laeken Şatosundan uzatılmış bir görev süresi ile ayrıldı ve sosyo-politik dünya gözlemcilerinin tamamı bur duruma şaşırdı. Buna ne diyeceksiniz ? Rivayete göre, Kraliyet hiç ara verilmeden sosyal partnerlerin görüşü alınmalıdır diye talimat vermiş. "De Tijd"in yorumuna göre, Laeken'de hazırlanan bu komplo planı çok basit : Federal gelenekleri savunan sosyal partnerlere müzakereler akabinde söz verilmeli, uzlaşma ve anlaşma yönünde ağırlık koymaları sağlanmalıdır.  İşte bu manada, FEB başkanı Thomas Leysen telefona sarıldığı gibi bu manevraları orkestra şefi gibi yöneterek   N-VA'ya karşı seferberlik başlatmış.


Bu yorumu hem Thomas Leysen "haftalardır" Laeken'de huzura çıkmadı diyen Saray sözcüsü, hem de FEB başkanı devam etmekte olan siyasi müzakerelere hiç bir şekilde karışmadığını ve bu yönde telefon etmediğini kesin bir dille yalanlıyor.


Bu amaçla üç sayfalık yazılı bir bir belge hazırlandığını öne süren "De Tijd" gazetesine göre Merkez Bankası eski başkanı Fons Verplaetse da Flaman milliyetçilerine zarar vermeyi hedefleyen bu oyunda rol oynamış.


Her halükarda, bu teşebbüsten çabuk dönüldü. Özellikle Flaman İşveren Örgütü VOKA üyeleri olmak üzere, Flaman işverenler N-VA'nın savunduğu fikirleri çoktan benimsemişlerdi.  Eski bir VOKA yöneticisi olan Filip Muyters 2008 den beri bir N-VA bakanı değilmiydi ? Flaman Orta Sınıflarını temsil eden UNIZO ise "katı" bir komünoter (Flaman toplulukçusu) olan Flaman Bölgesi Başbakanı Kris Peeters'in takipçisiydi. Kısacası, çevrilmek istenen dolap çabucak N-VA yöneticilerinin kulağına ulaşmıştı. Aleyhinize "birşeyler tezgahlanıyor" haberini N-VA'ya  ilk uçuranların başında ise UNIZO Murahhas Üyesi  Karel Van Eetveld varmış. Dahası da var : Bazı sosyal partnerler direniş sergilemiş ve N-VA karşıtı tutum sergilemeyi reddetmişler.  Örneğin 13 Haziran tarihinden önce N-VA karşıtı olduğunu açıklayan CSC başkanı Luc Cortebeeck'in ağzından bu kez tek kelime çıkmıyordu. N-VA bünyesinde ise "Konuşanlar da sadece taleplerimizin son derece makul olduğunu söylemek için konuştular " denilerek memnuniyet belirtiliyordu.


Bu karışıklık içinde, Flaman liberallere başkanları Alexander De Croo'dan bir talimat geldi. Ne yapın, ne edin, N-VA'yı tecrit etme oyununa katılmayın. Aksi takdirde "Bu onları daha da güçlendirmekten başka bir işe yaramaz " diye ekliyordu başkan.


Ve sonuçta N-VA bu garip badireden de güçlenerek çıkmayı başardı.


Son çabalar da fayda etmedi ve başmüzakereci Elio Di Rupo nihayet bu işin daha fazla yürümeyeceğini anladı.


3 Eylül 2010 Cuma günü ögleden sonra yorgun, bitkin ve moralsiz bir şekilde bu kez kesin istifasını sunmak, görevden azlini istemek, için Laeken Şatosunda Majesteleri Kral Albert II'nin huzuruna çıktı.


Çok istedik ama bir türlü uzlaşamadık, üvey çocuk muamelesi yaptığımız Brüksel Bögesi sorunsalı uzlaşmamıza engel oldu dedi.


Uyuşturucu meselesinden istifaya zorlanan genç bir bayan senatörünü fire veren N-VA ise başarsızlıkta hepimizin sorumluluk payı var açıklamasında bulundu.


Bu arada seçimlerden bu yana dışlanan ve yok sayılan MR'den N-VA'ya beklenmedik bir pas geldiği dedikodusu yayıldı.


Bu dedikodu gerçek bile olsa, Frankofon tarafta herkes kabul etse bile, CDH bu duruma evet dermiydi ?


Sisli, puslu bir ortamda, insanlar şaşkın ve çaresiz.


Yoksa sonbaharda yeni bir erken genel seçime mi gidiliyor ?


Kim ne zaman iktidar olursa olsun, kriz yönetimiyle tasarruflar yapılacak, harcamalar kısılacak, zam üzerine zam yapılacak, kazanılmış sosyal haklar kuşa çevrilecek...


Offff.... kafam çok karışık !


Yakup Yurt (c)


Umurbey-Gemlik, 7 Eylül 2010


yurtyakup@gmail.com


 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.