Zekiye Doğan Yazdı..
Büyük şehirlere göç eden bizler; Kendimizce bir apartman kültürü geliştirmişiz. Köylerimizin komşuluk ilişkilerini güzelliklerini şehre taşımamız gerekirken; Gereksiz hangara içindeyiz.
Apartman da güvercin beslemeden tutun; Bina çevresini çöp tenekesi yerine kullanmaya kadar.
Merhaba yerine elimize geçen nesneleri apartman etrafına atarak; Selamlıyoruz birbirimizi. Sabah karşılaşınca günaydın demek; Öğleyin karşılaşınca iyi günler demek; Akşam karşılaşınca iyi akşamlar demek; Çok zor geliyor bizlere.
Oysa sıcacık bir merhabanın; İnsan Psikolojisinde yarattığı güzellikler; Bütün günümüzü güzel geçirmemize vesile olabilir.
“Ev alma komsu al”. Atasözümüz yerinde söylenmiş bir söz olsa gerek!
Bir üst katımda güvercin besleniyor; Güvercinler kanatlarını çırptığı an; Bütün pislikler dışkısı balkonuma ve masamın üzerine doluyor. Binamızın etrafı keza öyle; Sabah kahvaltısını balkonumda yapma şansım yok.
Bir kaç kere komşuma bire bir söyledim bu sorunu; Güvercinlerinizden çok rahatsız oluyorum lütfen çaresine bakın diye; fakat her nedense başarılı olamadım konuda.
Sanırım çokta ciddiye alınmadım; Aynı zamanda umursanmadım da.
Nasıl olsa Avrupa da yaşıyorum; Ben ne anlarım Türkiye’deki yaşamdan ve Türk-kanunlarından. Binada ki diğer daire sakinleri üç yıldır bu sorunlardan dolayı rahatsız; Fakat her nedense bu güne kadar hiç bir sonuca varılmamış.
Ev sahibi kulağının üstüne yatıyor; Nasıl olsa kirasını alıyor. Kendisine göre kiracısının sorunu bu; Neden sorunu üstüne alsın ki?
Ona göre isterse saç başa girip kavga etsinler umurunda mı sanki?
Zaten aynı binada oturmuyor; Kiracısı ise güvercinleri ve üretimi peşinde.
Yöneticimiz ise sorunu bilmesine ve kendisi de şikayetçi olmasına rağmen sorunun üstüne gitmiyor.
“Başvurmam gereken yerlere başvurdum çözüm yok”. Deyip işin içinden çıkıyor.
Biz kanunları mı anlamıyoruz?
Yoksa birileri birilerini mi koruyup kolluyor?
Anlamış değilim.
Aynı zamanda bina sakinleri arasında bir iki yüzlülüktür aldı başını gidiyor. Sonunda olan oluyor bu sorun kavgayla; Emniyet de sona eriyor.
Sonuç?..
Yine ayni güvercinler hala daire balkonunda besleniyor.
Yöneticimizden yönetim planı istiyorum yok diyor. Yönetim planı kanunen kendisinde olması gerekirken yüzü kızarmadan yok diyor. Tabi insan sağlığını tehdit eden bu sorunu burada bırakmak olmazdı.
Bir şeyler yapmak gerekiyordu; Bir şeylerin yapılması gerekiyordu.
Tapu sicil müdürlüğüne gittim sağ olsunlar sorunu anlatınca yardımcı oldular. Yönetim planını verdiler.
Yönetim planında binanın etrafını temiz tutmaktan tutunda dairede evcil hayvan beslemek dahi yasak yazıyor.
Yöneticimizin eline yönetim planının bir fotokopisini verdim. Aynı zamanda binada oturan daire sakinlerinden imza toplamasını istedim. Sağ olsun bari bu isteğimi yerine getiriyor. Bina da oturan on daireden yedisi imza atıyor.
Yöneticimiz ise; “Ben çalışıyorum ilgilenemeyeceğim; Zekiye hanım siz ilgilenin diyor.
Bu bir bahane mi?..
Yoksa birilerine göz yummanın ve sorunu başkasına yüklemenin ispatı mı?..
Apartman etrafında bulunan kirliliğin; Resimli yazılı ve imzalı evraklarıyla birlikte Belediye’ye gidiyorum; Zabıtaya yönlendiriyor. Zabıtaya gidiyorum; Emniyete yönlendiriyor. Emniyete gidiyorum; Orman bölge müdürlüğüne yönlendiriyor.
Orman bölge müdürlüğüne gidiyorum, Orman bölge müdürlüğü yetkilisi yardımcı olacağını söylüyor.
Nihayet ya nihayet diyorum...
Yedi daire sakinlerinin imzası olan evrakı; Balkon ve bina çevresinde bulunan pisliklerin dışkıların fotoğraflarını inceliyor.
Bu konuda gerekeni yapacağını belirtiyor ve sunu ekliyor.
“Zekiye hanım evet apartman da hayvan beslemek yasak, fakat cezası çok cüzi bir rakam ve caydırıcı değil” diyor.
“Anlıyorum sizi, ama bu sizin için sorun olmamalı; Güvercinleri kaldırın ikazına; Her geldiğinizde bu cüzi rakamı güvercin tanesine verip iki ye üçe katlayabilirsiniz” diyorum.
Sonuç?..
“Bu sorunu çözeceğiz” sözünü alıp çıkıyorum Orman bölge müdürlüğünden.
Verilen söz tutuluyor ve güvercinler Orman bölge müdürlüğü tarafından iki gün içinde kaldırılıyor.
Üç yıldır çözemiyoruz diye bahanelerle gelen yöneticimiz; Orman bölge müdürlüğünün sorunu iki günde çözmesine her nedense sessiz ve şaşkın kalıyor.
Böylece apartman balkonunda beslenen ve üretilen güvercinlerden; Binanın etrafına balkonuma yayılan dışkılardan etrafa yayılan berbat kokudan kurtuluyorum; Kurtuluyoruz.
Hani yine bir Atasözümüz der ki; “Komşu komşunun külüne muhtaçtır”. Artik komşu komşunun külüne değil; İmzasına muhtaç.
Düzenli ve temiz bir çevre için birlik olmalıyız; Komşuların huzuruna sükununa dikkat etmeliyiz.
Birilerinin vurdumduymazlığı; Hepimizi vurdumduymaz yapmasın yapmamalı.
Oturduğumuz şehirde ve çevremizde buna benzer sorunlarda herkes üstüne düşen görevi üşenmeden üstlenmeli yapmalıdır.
Bu görevi adabınca yapması gereken yürütmesi gereken apartman yöneticisidir. Yöneticiye görevini hatırlatmak onu yönlendirmekse bizim görevimiz olmalıdır…
Sevgi ve saygılarımla,