Zekiye Doğan
Sevgili okurlarım merhaba,
Burdur belediyesi tarafından 5-18 Şubat 2018’de düzenlemiş olan kitap fuarında arkadaşlarıyla birlikte gelen 13 yaşında genç bir okurum kitaplarımı imzalatıp aldı. Ertesi gün fuara tekrar gelerek video çekmek için müsaade istedi, kabul ettim. Sorularıyla beni epey zorlatan genç okurum, soru cevap olarak çekimi bitirdi. Genç okurumla tanışmamız yalnız Burdur fuarında kalmamıştı. Twitter, Facebook ve İnstagram’a eklemiş, beni takip etmeye devam ediyordu!..
Okurum Soykan Dikici müzik öğretmeni annenin, beden eğitimi öğretmeni olup KPSS’yi kazanamayınca işletme sahibi olan babanın tek oğlu ve birde kız kardeşi var. Fuarda benden aldığı kartı saklayan Soykan watsapp’dan yazmış: “Zekiye teyze Burdur Şeker Ortaokulu Şeker gazetesine bir makale yazmanızı istiyorum. Umarım isteğime olumsuz cevap vermezsiniz.”…
Tavırlarıyla, konuşma tarzıyla, girişken duruşuyla fuarda diğer çocuklardan farklı oluşu dikkatimden kaçmayan Soykan’ı bende unutmamıştım. Onunda beni unutmamasına çok mutlu olmuştum. Aynı gün içerisinde aradım hangi konu hakkında makale istediğini sordum: “Sizden okulla alakalı bir makale yazmanızı istiyorum. Şuandaki eğitim sistemi ezber üzerine bir sistem ve beynimize girmiyor, ezberletiliyor. Mevcut ders kitaplarımız geniş kapsamlı değil, yeterli eğitim alamıyoruz. Örneğin İngilizce kitapları çok ince, kaynak kitaplarsa, bir yasaklanıyor, bir yasak kalkıyor. Annem müzik öğretmeni, ezberci olan bu sisteme karşı, ama oda öğrencilerine ezberletmek zorunda kalıyor.” Dedi.
Bu söyledikleri dışında hoşuna giden neler olduğunu sordum: “Formamızın zorunlu olmaktan çıkması, erkek öğrencilere saç serbestliği, akıllı tahta kullanımı hoşuma gidiyor. Okullar sabah 08.30’da başlıyor, 15.00’de sona eriyor. Cuma günleri on dakika daha uzun kalıyoruz. Derslerimiz 40 dakika, teneffüsler 10 dakika, öğlen yemeği süresi bir saat.” Diyor.
Sınıf öğretmenleri hakkında ne düşündüğünü sorduğumda: “Öğretmenlerin çoğu sinirli, çocuklara bağırıyorlar, gözlerini büyütüyorlar. Bazen öylesine sinirli oluyorlar ki, sınıfı terk ediyorlar, ama okulların ilk başladığı günlerde sevecen oluyorlar. Kantin görevlileri çocuklara çabuk kızıyor. Telefonlarımız derste çaldığında veya oynadığımızda elimizden alınıyor. İngilizce öğretmenimiz Meltem Ceylan’ı diğerlerinden farklı seviyorum. Çünkü o bize öğütler veriyor, uyarıyor, bilgiler veriyor, derslerimize çalışmamızı söylüyor.” Diyen minik okurum aslında öğrendiğini öğretildiği anlatıyordu.
Hangi dersleri alıyorsun ve hangi dersleri çok seviyorsun soruma: “Haftada, Türkçe 6 ders, Matematik 5 ders, Fen Blm. 4 ders, İngilizce 3 ders, Sosyal 3 ders, Müzik 1 ders, Görsel Snt. 1 ders alıyoruz. İngilizce ders saatini yetersiz buluyorum. Çünkü en çok sevdiğim ders İngilizce.” Diyor.
İleride öğretmen olsaydın okullarda nelerin olmasını ve nelerin olmamasını isterdin soruma: “İngilizce öğretmeni olurdum. Öğrencilerime ezber sistemi değil eski sistemi anlatırdım ve onu uygulardım. Böylece yeni nesil daha bilinçli bir nesil olurdu. Öğretmenlerimden beklentim ezber sistemine karşı çıkmaları ve bizlere her şeyi öğretene kadar çalışmalarıdır. Çünkü veli toplantılarında çocuklardan bahsederken önce çalışkandan başlayıp tembel çocuklarla devam ediyorlar. Öğrencileri okuldan mezun olurken çok mutlu oluyorlar ve duygulanıyorlar.” Diyorken yalın ve samimi duygularıyla aslında öğretmenlerinin hepsini de sevdiğini söylüyordu.
Burdur fuarında sayısı oldukça fazla, farklı yaşlarda çok renkli çocuklar vardı, onların arasında dikkatlerimden kaçmayan, kendini unutturmayan Soykan’a yazarlara karşı bu kadar ilgisinin nereden geldiğini sorduğumda: “İlimizdeki kitap fuarında dikkatimi çektiniz. Video çekimimde bana yakınlık gösterdiniz. Kitaplarınızı okuduğumda hoşuma giden ilgimi çeken metinler konular vardı. Size kitabınıza hayran kaldım, arayarak şansımı denemek istedim. Yazarlara karşı ilgim büyük, ülkemizde çok fazla kitap okuyan yok, ama sizin gibi yazarlar umutlarını kaybetmeden yazmaya devam ediyor.” Diyor.
Eğer ki, pozitif eleştiri ehline yapılırsa, pozitif eleştiri yapan zamanla sıradan bir edebiyat yapmadığını anlar ve egemenliğe ulaşır. Sevgili Soykan Dikici, seni tanımaktan, içten samimi duygularını benimle paylaşmandan mutlu oldum ve kişiliğine hayran kaldım. Bu yaşta Burdur Şeker Ortaokulu Şeker Gazetesi Yayın Yönetmeni olmandan onur duydum. Senin gibi samimi, içten, yürekten minik bir okur kazanmak gurur verici bir durum. Beni takip ediyorsun bende seni takip edeceğim. Bu yaşta örnek bir çocuksun ve diğer arkadaşlarına örnek olacaksın. İnanıyorum ki, ileride büyük bir adam olma yolundasın!..
Sevgi ve saygılarımla