Zekiye Doğan

Sevgili okurlarım merhaba,

Hıristiyan Birliği lideri Segers, ülkenin en çok satan gazetesi Telegraaf`a: "Türkiye`yi savunmak için kendilerini sorumlu hissetmediklerini" söyledi. Suriye`deki çatışmaların başladığı dönemde, NATO müttefiki Türkiye`yi desteklemek için Hollanda`nın Patriot füzeleri gönderildiğini anımsatan Segers`e göre, artık bölgede durum değişti. Türkiye`nin bölgesinde saldırgan taraf haline geldiğini ve Suriye`nin kuzeyinde yürütülen Afrin harekatıyla: "Sınırı aştığını" savunan Segers, bu tutumu kınadığını da belirtti...

Türkiye`ye yönelik, farklı ülkelerden olası bir saldırı durumunda, NATO`nun 5. maddesi uyarınca yeniden bir yardım talebi gelirse, buna olumsuz yanıt verilmesini istedi. Segers: "Eğer ki, gelecekte Türkiye, yeni bir görev kuvveti gönderilmesini isterse buna: “Hayır” demeliyiz" dedi.

NATO anlaşmasının 5. maddesine göre, herhangi bir üye ülkeye dışarıdan gelen saldırı bütün ittifaka yapılmış sayılıyor. Bu anlaşmayı hiçe sayıp ülke basınına böyle bir açıklama yapması anlaşılır bir durum değil. Türk asıllı Hollandalı olarak kendime ve orada yaşayan soydaşlarıma ulu orta açıktan yapılmış bir hakaret sayıyorum.

Rusya ile sınırı olan Türkiye ve Baltık Cumhuriyetlerinin NATO içinde daha fazla destek gördüğüne işaret eden CU lideri, uzun süreli savunma anlaşmaları nedeniyle Ankara`nın ittifak dışında bırakılamayacağını vurguladı. NATO`da Türkiye`ye yönelik “De facto B" adını verdiği faklı bir ortaklık sürdürülmesini savundu. Bununla da yetinmeyen Hollandalı lider, Türkiye - AB üyelik müzakerelerine de son verilmesi çağrısı yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın politikalarına daha sert tepki verilmesini isteyen Segers, 24 Haziran seçimlerinden sonra Hollanda hükümetinin Ankara`yı kutlamasını da eleştirdi. CU liderine göre bu seçimle, "Ülke özgürlüğün kaybedilmesine bir adım daha yaklaştı. İkinci ve üçüncü kuşak Türkiye kökenlilerin, ülkelerinin neresi olduğuna karar vermeleri gerektiğini savunan Segers`e göre, seçmenler, Hollanda`daki hukuk kuralları yerine Türkiye`deki baskıcı uygulamaları tercih etti.” diyen Segers Türk asıllı Hollandalıları bu durumda dışlamış olmuyor mu?

İnsanları kazanırsak kazanırız. Bazı insanlar veya bazı politikacılar üç kuruş kazanmak adına beş kuruşu kaybetmeyi göze alıyor. İşini düzgün yapmaya çalışan insanaysa bazıları çomak sokmayı çok seviyor. Fakat herkesi aynı kefeye koymanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Ne mutlu ki, işini görevini düzgün yapmaya çalışan, bütün gücünü sonuna kadar bu konuda kullanan insanlar ve politikacılar var, değilse bu dünya bu hayat neye yarar…

Türkiye ve Hollanda ilişkileri dört yüz yılı aşkın bir süredir devam etmektedir. Bu gerçeği görmeyerek Orta Doğu mülteci korkusuyla, İslam karşıtlarına iyi görünme amacıyla, ırkçılara meydanı bırakma niyetiyle, ülke çıkarları adına ülkenin gerçek emekçileri Türk asıllı Hollandalıları öne sürerek Sayın Segers acaba ne kadar demokrat ne kadar inandırıcı acaba?

Hakka ve Adalete tek bir yol vardır!..

İstediğin kadar istikameti saptır...

Gerçeği saptırana bu hayat hardır!..

Çünkü Türkiye Orta Doğu ve Avrupa arasında çok önemli ve de koruyucu bir köprüdür. Bu önemli köprüyü bilinçli veya bilinçsiz yıkmaya kalkanlar ya da yıkmak için çalışanlar o enkazın altında kalmaya mahkum kalacaklar!..

Sevgi ve saygılarımla