Zekiye Doğan

Sevgili okurlarım merhaba,

Afyonkarahisar’ın Kanal 3 TV’sinde Gecenin Rengi programına katıldım. Hamza Top’un sunduğu iki saatlik program canlı olarak yayınlanıyordu. Programa davetliler arasında Emirdağlı müzisyen Mustafa Er, Emirdağlı ozan Fakı Edeer ve ben vardım. Böylece ozan Fakı Edeer’i yakından tanıma fırsatı buldum. Sazıyla sesiyle seyircilere ve programa katılanlara yöre şivesiyle muhteşem bir gece yaşattı!..

Fakı Edeer 1953 yılında Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesinde doğdu. İlkokulu İnkılap İlkokulunda okudu. Ortaokul üçüncü sınıfta okuldan ayrıldı. Ortaokul yıllarında şiir yazmaya başladı. İlk şiirini anneler gününde yazdı. Okulunu bıraktıktan sonra babasının yanında fırıncılık yapmaya başladı. Müziğe kavalla başlayan ozanımız Hoşafoğlu İzzet Aydemir’in hediye ettiği sazla saz çalmaya başlar. Halil Rifat Aydemir, Pınar Halaç ve Fikret Akın tarafından Emirdağ çoban havalarını saza uyarlarlar. 1970’de Çelebi Yüceer, Lütfi Çetin, Aliihsan Aygurlu öncülüğünde “Emirdağ Folkloru Yayma Yaşatma Derneği adıyla ilk folklor derneğini kurdular ve derlemelere orada devam ettiler!..

1985’de Belçika’ya işçi olarak giden Fakı Edeer Gent şehrinde baba mesleği fırıncılık ve lokanta işletmeciliğinde hala çalışmakta. Evli ve üç çocuk babası olan ozan Emirdağ kültürünü derlemeye devam ediyor. Kendine ait şiirleri, türkü tarzında besteliyor. Söz ve müzik kendine ait 92 eseri, piyasada iki şiir kitabı bulunmaktadır. 1992’de yayınlanan “Gurbetteki Emirdağ” ve 1996’de yayınlanan “Sırlı Yol” adlı eserleri bulunmaktadır!..

Emirdağ sevgisiyle dolu olan ozan: “Küçükken köy odalarında duyduklarımı, (Köy Odasında Duyduklarım) adlı şiir kitabım, Emirdağ’ın efsane olmuş hikayelerini (Meçhul Yaşamlar) adlı kısa hikayeler ve (Hayatımın Senaryosu) adlı kitabım basıma hazır bekliyor. Ayrıca Avrupa’ya işçi olarak giden Gurbetçilerin yaşadıklarını yazdım ve bir de tiyatro denemem bulunmaktadır. Sazlı sözlü yazmayı ve söylemeyi çok seviyorum. Böylece Avrupa’da yaşayan Emirdağlı genç neslin gelecekte ata topraklarını unutmamalarını sağlıyorum. Tabii buda beni çok mutlu ediyor.” Diyor.

Yöremizde zengin olan ağıtlar üzerine ve kaybolmaya yüz tutmuş kelimeleri, deyimleri ve atasözlerini derleyen ozan: “Yöremizin şivesiyle otantik haline dokunmadan derlemiş olduğum ağıtları ve türküleri söylemekteyim. Üniversite terkten Belçika’ya gelmemin avantajlarıdır, ama dezavantajıysa anavatana hasret hiçbir zaman bitmiyor. Anavatan toprakları burnumda tütüyor. Bunu kitaplarımda ve türkülerimde hissedebilirsiniz. Gelecek nesil Avrupa kültürüyle büyüyor. Anavatanı, adetlerimizi, ananelerimizi geçmişi geleceği onlara hatırlatmaksa bizlere düşüyor.” Diyor.

Yüreği yanık olanların hasreti bitmez. Haslete hasımlık varsa vaatler yetmez. Bizlere vaatler edilen özgürlükler ülkesi Avrupa’da yeterince örselendiğimiz Gurbet ellerde, genç nesle gönüllü elçilik yapan Emirdağlı ozan Fakı Edeer’e yürekten teşekkür ediyorum. Basıma hazır kitaplarının basılmasını gençliğe ulaşmasını gönülden arzu ediyorum. Köy odalarında otağı sofrası insanlığa açık olan adamlar kadınlar orkide misali sol yanlarıyla soldular. Sol yanınız solmadan gönül sarayınızda otağınızda genç nesillerimize yer ayırmanız arzumdur. Özlenen özlendiğini anladığı anda koca dağlar karşısında hiçbir zaman duramaz. Özlediğimiz öz geçmişimizi özveriyle gelecek nesillerimize taşırsak onlar taştan ekmeğini çıkarmak için hiçbir zaman gocunmayacaktır ve bizleri yaptıklarımızla hatırlayacaklardır. İnsanlar arasından zengin fakir eğitimli ya da eğitimsiz yerine insan olanları seçin ki, gelecekte nesillerimiz seçkinler arasında seçeneklerini çoğaltsınlar!..

Sevgi ve saygılarımla